“`html
İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelinde 30’dan fazla proje okulunda yapılan yönetici ve öğretmen değişiklikleri üzerine yanlış bilgi kirliliği yayılmakta. Bu durum, özellikle liselilerin sokağa dökülmesi amacıyla kurgulanmış bir kaos ortamı yaratma çabaları içinde gerçekleşiyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve İstanbul Valiliği, ortaya atılan bu iddialara yanıt vererek gerçeği açıklığa kavuşturdu. Valilik, “Öğretmenler açığa alındı, kadrolu öğretmenler okullarından kovuldu, mağdur edildi, siyasi sebeplerle yerlerine başka öğretmenler atandı” gibi ifadelerin gerçeği yansıtmadığına dikkat çekti ve “Bu kapsamda İstanbul’da tek bir öğretmen açığa alınmamıştır. Yaşanan süreç, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ‘Özel Program ve Proje Uygulayan Okullarda’ görev süreleri dolan öğretmenlerimizin bir kısmının yeniden tayin edilme ve atama sürecidir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Valilik, söz konusu uygulamanın 2020 yılında, İstanbul’daki proje okulları için başladığını belirtti. Bu bağlamda, 4 yıllığına görevlendirilen öğretmenlerin görev sürelerinin 2024 yılı itibarıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1 yıl daha uzatıldığı bilgisi verildi. Dolayısıyla görevi sona eren öğretmenlerin yeni görev yerlerinin belirlendiği ifade edildi. Açıklamada, belirtilen süreçlerin hiçbir öğretmenin açığa alınması anlamına gelmediği vurgulanarak, sistemin ve kuralların işleyişinin ardında sadece okul içi normların güncellenmesinin yattığına dikkat çekildi.
Valilik açıklamasında ayrıca, İstanbul’da ikinci 4 yıl için 1471 öğretmenin görevine son verilmesi durumunun çeşitli eğitim kurumlarındaki öğretmen normlarının daralması ve öğretmenlerin şahsi tercihlerine dayalı olarak atama süreçlerinin etkisiyle gerçekleştirildiği ifade edildi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de bu konuya ilişkin değerlendirmeler yaptı. Tekin, bir siyasi partinin genel başkanının “ele geçirmek” sözüne atıfta bulunarak, “Kimden neyi ele geçiriyoruz? Biz Milli Eğitim Bakanlığı’yız.” ifadelerini kullandı. Bu süreçte, CHP genel başkanından Özgür Özel adını anarak, “Utanmaz yalancılık gibi bir kavram kullandı” şeklinde eleştirilerde bulundu.
Yusuf Tekin, ayrıca açıklamalarında, Özgür Özel’in 2023 Kasım ayındaki kurultay sürecinde gerçekleşen delegeler arasında yaşanan satın alma iddialarını gündeme getirerek, bunun İstanbul halkının kaynaklarından çalındığını belirtti. Tekin, “Bu iki önermenin doğal sonucu nedir? Sayın Özel’in şu anda oturduğu koltuk, hırsızlıkla elde edilmiş paralarla elde edilmiştir.” diyerek, durumu daha da netleştirdi. Özgür Özel’in kendi koltuğuyla ilgili tartışmaların dışına çıkmakta manipülatif söylemler kullanıp kullandığını ileri sürdü.
Yapılan bu açıklamalar, eğitim camiasında bir tartışma yaratarak, öğretmen atamaları ve okul yönetimi konusundaki belirsizliklerin aydınlatılmasını amaçlamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu tarz uygulamalarıyla ilgili daha geniş kitlelerin bilgilendirilmesi gerektiği ayrıca vurgulanmıştır. Eğitimdeki bu tür değişimlerin şeffaf bir biçimde izah edilmesi, toplumsal huzuru sağlamada önemli bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bakan Tekin’in vurguladığı gibi, Eğitim Bakanlığı’nın varlığı ve işleyişi, herhangi bir siyasi manipülasyondan bağımsız olarak güvenilir bir sistem üzerine kurulmalıdır.
Sonuç olarak, İstanbul’daki proje okullarında yaşanan öğretmen atama süreçleri üzerine yapılan iddialar, Milli Eğitim Bakanlığı ve valilik tarafından açıkça yalanlanmakta ve mevcut uygulamaların herhangi bir siyasi baskıya tabi olmadığının altı çizilmektedir. Bunun yanında, eğitimdeki fırsat eşitliği, öğretmen yeterliliği ve okul normlarını koruma konusundaki kararlılığın devam etmesi, Türk eğitim sisteminin gelişimi için elzemdir. Bu doğrultuda, kamuoy
