İstanbul’da 12 Ekim 2023 tarihinde saat 12.49’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, özellikle Zeytinburnu Yenidoğan Mahallesi’nde yaşayan 17 yaşındaki Mahmut Ali Kızılaslan üzerinde derin bir etki bıraktı. Kızılaslan, deprem sırasında bulunduğu 3 katlı binanın birinci katından aşağıya atlayarak kendini kurtarmaya çalıştı. Düşmesi sonrasında, park halindeki bir otomobilin üzerine düşen Kızılaslan, önceden kırık olan ayağının üzerine düştü. Hastanede tedavi gördükten sonra taburcu edildi.
‘DEPREM SIRASINDA UYUYORDUM, HAVADA UYANDIM’
Deprem anında yaşadıklarını paylaşan Kızılaslan, “Ben deprem sırasında uyuyordum. Sabah çevrimiçi dersim vardı. Ayağım normalde de kırıktı zaten evde izinliydim. Derse katıldıktan sonra geri uyudum. Deprem olduğu sırada ben uyuyordum. Ayağımda alçı yok ama kırıktı ayağım. En sallantılı olduğu anda uyandım. Ne yaptığımı farkında değildim. Benim zaten deprem travmam vardı. Biz Kahramanmaraşlıyız. Zamanında çok kötü şeyler yaşamıştık. Ayağım kırık kapıya doğru yöneldim. Ayağımın üstüne basamadım. Çok korktum. O anki panikle camı açtım ama elimin cama gittiğini falan hiçbir şey hatırlamıyorum. Havada uyandım ben. Camı açtığımı falan hatırlamıyorum. O ana dair sadece düştüğümü hatırlıyorum” dedi. Kızılaslan, o an kendisini yere atarak komşuları tarafından kurtarıldığını ifade etti. “Düştükten sonra ayağımın kırıldığını düşündüler ama ayağım zaten kırıktı. Evde annemin olduğunu da bilmiyordum uyuduğum için. Kaçamayınca arabanın üstüne atlamışım. Araba sahibi de yan komşumuz. Onlar da aşağıda oturttular beni. Allah yardımcımız olsun. Çok kötüydü bizim için” şeklinde konuştu.
‘PANİK HALİNDE HER ŞEYİ YAPABİLİR’
Kızılaslan, depremle ilgili olarak “Hep Hatay depreminden örnek vererek korkuttular bizi. Biz Kahramanmaraş depremini yaşamadık ama bütün akrabalarımız orada depremi yaşadı. Onlardan dolayı kötü tecrübelerimiz oldu. Evimiz çok eski. İnsanların el ele verip artık kentsel dönüşüme yardım etmeleri lazım. Hepsi moloz yığını. Beş katlı mezarlık. Büyük İstanbul depremi olsaydı ve ben atlasaydım kahraman ilan edilirdim. Çok ciddi bir durum. Gerçekten depremi yaşayan insanlar ne kadar anlayışla karşıladığını yazıyorlar. Panik halinde her şeyi yapabilir diye. Burası İstanbul. Mahallede bir tane bina yıkılsa mahalle kapanır zaten. Yardımımıza kim koşacak? Anca millet kendi kendine yetebilir. Bizim mahallede iki tane bina durduk yere yıkıldı. Böyle bir şey olabilir mi?” diye endişelerini dile getirdi.
Mahmut Ali Kızılaslan’ın yaşadığı olay, İstanbul’da artan depremlere karşı toplumda oluşan endişeleri tekrar gündeme taşıdı. Bir genç olarak yaşadığı bu travma, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde birçok sorunu gözler önüne seriyor. Deprem sonrası insanların yaşadığı paniğin ve korkunun yanı sıra, binaların durumuna ilişkin kaygılar oldukça ciddi. Kızılaslan’ın belirttiği gibi, kentsel dönüşüm süreci ve mevcut yapıların durumu büyük bir önem taşımaktadır. Bu tür doğal afetlere karşı yapılacak hazırlıklar ve bilinçlendirme çalışmaları da hayati bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.
Bu olayın ardından, İstanbul’da ve diğer deprem riski taşıyan bölgelerde binaların sağlamlığına yönelik denetimlerin arttırılması gerektiği bir kez daha vurgulanmaktadır. Yaşayanlar ve yakınlarını kaybedenler için önemli olan, deprem
