İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 15 tutuklu olmak üzere toplam 19 sanık ve avukatları hazır bulundu. Duruşma, Marmara Cezaevi Kampüsü karşısındaki duruşma salonlarında gerçekleşti. Mahkeme, sanıkların ifadelerini alarak davanın seyri hakkında bilgi edinmeye çalıştı.
Tutuklu sanık Adı Alfunekh, Türkiye’de 9 yıldır yaşadığını ve Kenya’da yaşayan Leyla isimli bir kız arkadaşı olduğunu söyledi. Leyla’nın kendisine havaleyle para gönderdiğini ifade eden Alfunekh, sosyal medyadan tanıştığı bu kişiyle üç yıl süren bir ilişki yaşadıklarını belirtti. Ancak, bu süre içerisinde yüz yüze görüşmediklerini iddia etti. Casusluk faaliyetleri içinde yer almadığını savunan sanık, mahkeme başkanının, “Yüz yüze görüşmeden sevgili olunuyor mu?” şeklindeki sorusuna verdiği cevapta, “Aslında Türkiye’ye gelecekti. Burada evlenecektik ama nasip olmadı. Kendisi buraya hiç gelemedi. Benim maddi durumumu biliyor, bu nedenle bana para gönderiyor,” dedi. Ayrıca, Leyla ile olan iletişiminin istihbarat birimlerinde mevcut olduğunu belirterek, 2018 yılında kendisine gönderilen 600 doların kaynağını tanımadığını ifade etti.
Bir diğer tutuklu sanık Abdalla Akkad ise 2013 yılında Türkiye’ye geldiğini ve 2017’de tekstil üzerine bir şirket kurarak 20 dükkan açtığını açıkladı. İş süreçlerini anlatan Akkad, dükkanlarına ürün teslim ettiğini ve yüksek gelir elde ettiğini söyledi. Hakkında ortaya atılan iddialara yanıt veren sanık, Es-Sufi isimli kişiyi tanımadığını ve kendisine gelen havale ile ilgili bilgisi olmadığını savundu. Ayrıca, dükkanlarının tüm çalışanlarının sigortalı olduğunu ve her ay yüksek miktarda vergi ödediğini belirtti. İddialara göre akıllı telefon numarasının ardında yatan durumları yanlış yorumlandığını söyleyen Akkad, iki yıl önce yeni bir telefon hattı aldığını belirtti. Şirketinde yalnızca ürünlerle ilgili iletişim yaptıklarını vurguladı ve hiçbir istihbaratçı veya casus tanımadığını ifade etti.
Duruşmanın ilerleyen bölümünde, sanık avukatları savunmalarını yapmaya devam etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, toplam 20 sanık hakkında uluslararası casusluk faaliyetinde bulundukları gerekçesiyle dava açıldığı belirtildi. Belirtilene göre, 16’sı tutuklu 20 sanığın, Türkiye’de yaşayan yabancı uyruklulara yönelik olarak İsrail Dış İstihbarat Servisi MOSSAD adına çalıştıkları iddia edilmektedir.
İddianamede, MOSSAD’ın birimi İÇOM’un, hedef olarak belirledikleri kişilerin bilgilerini toplamak amacıyla sanıklarla sosyal medya ve haberleşme uygulamaları üzerinden haberleştikleri kaydedildi. Sanıklara toplamda 7 farklı telefon numarasıyla iletişim kurulduğu ve görüntülü ya da sesli arama yapılmadığı ifade edildi. MOSSAD’ın sanıklardan, uzaktan kaynak temini, hedef araştırma, izleme, takip gibi taktiksel faaliyetlerde yararlandığı aktarılmakta. Bununla birlikte, sanıkların özellikle Hamas ile bağlantılı Filistin vatandaşlarına dair gizli bilgileri ele geçirip bunları İsrail istihbarat görevlileriyle paylaştıkları da iddianamede yer aldı.
İddianamede, sanıkların bu faaliyetler karşılığında uluslararası para transfer sistemleri üzerinden ödeme aldıkları, bu nedenle de avantajlar elde ettikleri ve suç sayesinde kazanç sağladıkları iddia edilmektedir. Sonuç itibarıyla, sanıklar Abdalla Akkad, Abdelrahman Ahmed Mahmoud Ahmed Elsobky, Abdurrahman Gabbeş, Adı Alfunekh ve diğer sanıkların, “zincirleme şekilde siyasal veya askeri casusluk” suçlamasıyla 18 yıl 9 aydan 45 yıl kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edilmiştir.
