İstanbul’da, bir çetenin 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle işbirliği yaparak, bebek acil hastalarını önceden belirledikleri özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ortaya çıktı. Aralarında doktor, hemşire ve ambulans şoförlerinin de bulunduğu 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. Soruşturma kapsamında ise 22 kişi tutuklandı.
Skandalın ortaya çıkmasının ardından çetenin yeni konuşmaları gün yüzüne çıktı. Gazeteci Emrullah Erdinç, bu konuşmaları sosyal medya hesabında paylaştı. Konuşmalarda çetenin acımasız taktikleri ve skandal faaliyetleri açıkça görülmekteydi. Özellikle bebeklerin hayatlarıyla oynayan çetenin duyarsızlığı ve vicdansızlığı herkesi şaşırttı.
Konuşmalarda çetenin, bebeklerin hayatlarıyla oynayarak para kazanmaya çalıştığı açıkça anlaşılıyordu. İnfial yaratan ifadelerde, bebeklerin ölüm riske edilerek tedavilerin kasıtlı olarak aksatıldığı ve hatta bazı bebeklerin eksik tedaviyle gösterildiği belirtiliyordu. Çetenin, çocukların hastalıklarını kötüleştirmek için ellerinden geleni yaptığı da konuşmalardan anlaşılıyordu.
Çetenin çığırından çıkan eylemleri, sadece bebeğin hayatını riske atmakla kalmıyor, aynı zamanda suç unsuru taşıyordu. Çete üyeleri, hasta kaçırma ve pazarlama gibi ciddi suçlar işleyerek etik olmayan bir biçimde para kazanmaya çalışıyorlardı. Bu skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte, toplumda büyük bir infial yaratmış ve insanların sağlık sistemine olan güvenini sarsmıştı.
Bu tür suistimallere karşı toplumun ve devletin daha dikkatli olması gerektiği anlaşılıyordu. Bebeklerin hayatlarıyla oynamak ve sağlık sistemini kötüye kullanmak, kabul edilemez bir suç ve etik dışı bir davranıştır. Bu tür skandalların yaşanmaması için yasaların daha sıkı bir şekilde uygulanması ve denetimlerin artırılması gerekmektedir.
Sonuç olarak, İstanbul’da ortaya çıkan 112 Acil Çağrı Merkezi skandalı, toplumda büyük yankı uyandırmış ve sağlık sektöründe güven sorununu gündeme getirmiştir. Bu tür suistimallere karşı daha hassas olunmalı ve suçluların en ağır şekilde cezalandırılması sağlanmalıdır. Aksi halde, toplumun sağlık sistemine olan güveni daha da zedelenebilir.
