İstanbul Planlama Ajansı (İPA) tarafından her ay düzenli olarak yayımlanan “Yaşam Maliyeti Raporu”na göre, Ağustos 2024 itibarıyla İstanbul’da yaşamanın maliyeti geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 61,84 artış gösterdi. Bu artışın bir önceki aya göre ise yüzde 3,58 olduğu belirlendi. Dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti ağustos ayında 68 bin 933 lira olarak hesaplandı, Temmuz ayındaki rakam ise 66 bin 550 TL idi, yani bir aylık artış 2 bin 383 lira olarak gerçekleşti.
Rapora göre temel tüketim maddelerindeki fiyat artışlarına bakıldığında en dikkat çekici artış oranı tuvalet kağıdı fiyatlarında yaşandı. Tuvalet kağıdı fiyatları bir önceki yılın Ağustos ayına göre yüzde 124,77 oranında artış gösterdi. Aynı dönemde çocuk çorabı fiyatları yüzde 102,72 ve tavuk eti fiyatları ise yüzde 72,66 arttı. Bu artışlar tüketicilerin temel ihtiyaçlarını karşılamalarını zorlaştırmış durumda.
İstanbul’da yaşam maliyetinde yaşanan bu artışlar, özellikle gelir düzeyi düşük olan haneleri ve dar gelirli aileleri olumsuz etkilemekte. Temel tüketim maddelerindeki fiyat artışları, ailelerin harcamalarını gözden geçirmelerine ve tasarruf yapmalarına neden olmaktadır. Özellikle gıda ve hijyen ürünlerindeki yüksek fiyat artışları aile bütçelerini olumsuz yönde etkilemekte ve insanları daha fazla tasarruf yapmaya yönlendirmektedir.
Bu durumun önüne geçebilmek için alınabilecek bazı önlemler bulunmaktadır. Eğitim ve istihdam olanaklarının artırılması, gelir adaletinin sağlanması, tüketiciyi koruyan politikaların uygulanması gibi adımlarla yaşam maliyetinin kontrol altında tutulması mümkün olabilir. Ayrıca, yerel yönetimlerin ve devletin sosyal yardım programlarıyla ihtiyaç sahibi ailelere destek olması da önemli bir unsur olacaktır.
Sonuç olarak, İstanbul’da yaşam maliyetindeki artışlar, tüketicilerin maddi zorluklar yaşamasına ve gelir dağılımındaki adaletsizlikleri derinleştirmesine neden olmaktadır. Bu durumun çözümü için toplumsal bir dayanışma ve etkili politikaların uygulanması gerekmektedir. Aksi takdirde, dar gelirli ailelerin yaşam koşullarının daha da zorlaşması kaçınılmaz olacaktır.