İstanbul’da, özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine bebek sevk ederek haksız kazanç elde eden ve kusurlu davranışları nedeniyle bebek ölümlerine yol açan Fırat Sarı ve İlker Gönen’in aralarında bulunduğu toplam 47 sanığın yargılanması devam ediyor. Duruşmanın dokuzuncu gününde, 6 tutuksuz sanığın savunmaları alınmaya başlandı. Duruşma, yarın sabah saat 09:30’a ertelendi.
Bakırköy Adliyesi’nin 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nda yürütülen duruşma, salon kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle bir konferans salonunda yapılmaktadır. Dava, toplam 22 tutuklu sanıkla birlikte 47 sanık içermektedir. Sanıkların bazıları bulundukları şehirlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılırken, bazıları duruşma salonunda hazır bulunmuştur. Duruşma, ilk olarak tutuksuz sanık Renginar Mola’nın savunmasıyla başladı. Ardından Güney Hastanesi’nin sahibi olan Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu’nun savunması alındı ve duruşma bir sonraki güne ertelendi.
Renginar Mola, yaptığı savunmada eğitimini yurt dışında tamamladığını ve bir hemşire olarak görevini yerine getirdiğini belirtti. Hastane yöneticileri tarafından talep edilen epikriz ve belgelerin yazılması konusunda kendisine herhangi bir talimat verilmediğini belirtirken, dönemin yoğun bakım sorumlusunun görevini ve sorumluluklarını yerine getirdiğini vurguladı. Mahkeme başkanının kendisine yöneltmiş olduğu sorulara yanıt vererek, denetim ile ilgili konuşmaların bağlamını açıkladı ve doğrudan yükümlülüklerinin olmadığını ifade etti.
Diğer sanık Mustafa Kazan ise savunmasında, Bağcılar Şafak Hastanesi’nde çalışabilirken kendi isteğiyle Kızılay Hastanesi’ne geçiş yaptığını ve gözaltına alındığında orada görevine devam ettiğini açıkladı. Kendisine atılan suçlamaları reddederek, belgeleri doğru bir şekilde sunduğunu ve hastane yönetiminin kendisinden beklediği işlevleri yerine getirdiğini iddia etti. Örgütlü bir yapıdan haberi olmadığını ve kimseyle maddi ilişkisi olmadığını dile getirerek beraat talep etti.
Tutuksuz sanık Semiha Yavuz ise sağlık ve insan sevgisi ile işini yürüttüğünü, başarılı bir başhekim olarak görev aldığını ifade etti. Bağcılar bölgesindeki hastanede yüksek doğum oranlarına sahip olduklarını belirterek, denetimlerin her zaman standartlara uygun yapıldığını söyledi. Hem hastaların hem de yönetimin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışırken, sürekli olarak iletişimde olduğuna dikkat çekti.
Diğer bir sanık Batuhan Çetin ise, hastanedeki yöneticilerin sorunları çözmekle yükümlü olduğunu belirterek, kendisinin yaşanan olumsuzluklardan sorumlu tutulmaması gerektiğini vurguladı. Yenidoğan yoğun bakım alanında yaşanan olaylarla ilgili olarak başka bir hekim ile işbirliği yapmadığını ve durumu ne kadar etkilediğini öne sürdü. Ayrıca, sağlık personeli yetersizliğinden ve iletişim kopukluklarından da bahsetti.
Savcılar, sanıkların ifadelerindeki çelişkileri sorgularken, her bir sanığın hem sorumluluğunu hem de işbölümündeki haklarını detaylarıyla açıklamaları istendi. Tabipler yabancılarla haneye gelindiği dönemlerde endişe duyduklarını belirtirken, sürekli denetim altındaki süreçlerde hastaların hayatını güvenle sürdürme sorumluluğunun önemli olduğu vurgusu yapıldı. Dava, her bir sanığın kendi bakış açısı ve savunması ışığında, suçlamaların değerlendirilmesi için devam edecektir.