Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta Türkiye’nin en yıkıcı depremlerinden ikisi yaşandı. Bu depremler sonucunda 14 milyon insan etkilendi ve ülke genelinde büyük bir yıkım yaşandı. Arama-kurtarma çalışmaları, depremzedelere yardımın ulaştırılması ve enkaz kaldırma gibi sorunlar uzun bir süre devam edecekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Mart’ta 30 bin 723 yeni konutun anahtar teslim törenine katıldı. Bu teslimlerin bir ay öncesinde ise 46 bin konut ve köy evi teslim edilmişti ve Erdoğan, sene sonuna kadar 200 bin konutun daha teslim edileceğini açıkladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun Hatay’da deprem konutları için yaptığı açıklamalar endişe vericiydi. İmamoğlu, Hatay’daki insanların TOKİ evlerini istemediğini ve kentsel dönüşüme karşı olduklarını söyledi. Bu açıklamalar, İstanbul’da yaşayan birçok kişiyi endişelendirdi. İmamoğlu’nun bu tutumu, kentsel dönüşüme karşı çıkan Lütfü Savaş’la aynı partide yer aldığı gerçeğiyle de bağlantılı olarak eleştirildi.
Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da rakibi Murat Kurum’un 650 bin konut vaadine karşı çıkarak, bu kadar konutun yapılmasının gerekli olmadığını belirtti. Bu açıklamasıyla tepki çeken İmamoğlu, İstanbul’daki depremle mücadele konusunda ne gibi adımlar atmayı planladığını da açıklamadı. Önümüzdeki 5 yılda yapacağı tek şeyin acil durum kurtarma gemisi inşa etmek olduğunu belirtti. Ancak bu planların somut olmadığı ve İstanbul’un depreme hazırlıklı olmadığı eleştirilerine maruz kaldı.
İstanbul’da yaşayan herkesin bu konulara duyarlı olması ve seçimlerdeki tercihleriyle depremle mücadeleye ne kadar önem verdiklerini göstermeleri gerektiği vurgulandı. 6 Şubat depremleri sonrasında ülke genelinde yaşanan yıkımın hatırlatmasıyla, depremle mücadele konusundaki adımların ve politikaların daha da önem kazandığı belirtildi. İstanbul’un depremle nasıl mücadele edeceği, seçimlerdeki tercihlerle belirlenecek ve gelecek dönemde şehrin hazırlıklı olup olmayacağı da bu tercihlerle şekillenecek.
