Hüseyin Koç, İstanbul’da 1970’ten bu yana antika avize tamir ve restore işleriyle uğraşan bir ustadır. Koç, Yıldız Sarayı, Huber Köşkü, Atlı Köşk ve Mısır Konsolosluğu gibi tarihi mekanların antika avizelerini onarmış ve restore etmiştir. Kendisi küçük yaşlardan itibaren avizelere ilgi duymuş ve bir çırak olarak başlamıştır. Şu anda oğlu Ozan Koç ile birlikte Beyoğlu’nda bulunan atölyesinde ünlü ailelerin ve isimlerin antika eşyalarının bakımını yapmaktadır. Ancak, mesleğin artık unutulmaya yüz tuttuğunu ve yeni çırakların bulunamadığını belirtmektedir.
Hüseyin Koç, 1970’li yılların başında 12 yaşındayken Beyoğlu’nda ağabeyleriyle birlikte bir usta yanında çırak olarak mesleğe adım atmıştır. Ustalarından aldığı eğitimlerle zamanla kendi işini kurmuş ve antika avize tamiri konusunda uzmanlaşmıştır. Koç, müşterilerin eksik veya hasarlı avizelerini tamir ederek onlara sunmaktadır. Antika tamiri yaparken keyif aldığını ve bu işi sevdiğini belirtmiştir.
Hüseyin Koç, İstanbul Beyoğlu’nda 7 kişilik ekibiyle çalışmaktadır. Restorasyon sürecinde eksik parçaları yeniden yaparak müşterilere sunmaktadır. Koç, antika avizelerin insan vücudu gibi olduğunu ve oksitlenme durumunda korunmaları gerektiğini vurgulamıştır. Mesleğinin son dönemlerini yaşadığını ve oğlu Ozan Koç’un bu işi devam ettireceğini belirtmiştir. Ancak, yeni çırakların bulunmaması nedeniyle mesleğin geleceğinin tehlikedek olduğunu söylemiştir.
Ozan Koç, babası Hüseyin Koç ile birlikte çalışmaktadır ve mesleğin artık yeni çırak yetiştirememesi nedeniyle kısa sürede son bulabileceğini ifade etmiştir. Bu mesleğin devam etmesi için babasının değerinin anlaşılması gerektiğini belirtmiştir. Mesleğin artık sadece hobi olarak yapılabilen bir meslek haline geldiğini ve yeni kuşakların bu alana ilgi göstermediğini vurgulamıştır.
Hüseyin Koç ve oğlu Ozan Koç, antika avize tamir ve restore işlerine devam ederken mesleklerinin değerini ve geleceğini korumak adına çaba harcamaktadırlar. Ancak, artan fabrikasyon üretim ve yeni kuşakların geleneksel zanaatlara ilgisizliği nedeniyle antika tamirciliği gibi eski mesleklerin unutulmaya yüz tuttuğu gerçeğiyle karşı karşıyadırlar.