Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararname ile çeşitli kamu kurumlarına atamalar gerçekleştirilmiştir. Bu atamalar arasında, Ensar Vakfı ile ilgili olarak 45 çocuğa yönelik gerçekleştirilen istismar soruşturmasında adı geçen dönemin Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu’nun Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atanması da bulunmaktadır.
Asım Sultanoğlu’nun ismi, istismarla suçlanan Muharrem B. ile fotoğrafının ortaya çıkması ile birlikte gündeme gelmiştir. Bu durum, kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve tartışmalara yol açmıştır. Öte yandan, Muharrem B., çocukları istismar etmekten dolayı 508 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edilmiştir. Sultanoğlu’nun, istismara maruz kalan çocuklarla ilgili sorumluluğu bulunduğu düşünülmekte ve bu duruma yönelik eleştiriler artmaktadır.
Sultanoğlu, geçmiş dönemde Karaman İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapmaktaydı, ancak atamasının ardından Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne geçiş işlemleri resmi olarak gerçekleştirilmiştir. Eğitim İş Sendikası, Sultanoğlu hakkında da çeşitli eleştirilerde bulunarak onu “istenmeyen adam” ilan etmiştir. Bu durum, hem eğitim camiasında hem de genel kamuoyunda Sultanoğlu’nun atanmasını sorgulayan birçok sesi artırmıştır.
Yapılan bu atama, çocuk istismarı konusundaki hassasiyetin artırılması gereken bir devrede, endişe ve huzursuzluk yaratmıştır. Özellikle Eğitim İş Sendikası’nın bu duruma karşı tepkisi, eğitim sisteminin yöneticilerine yönelik güven kaybını ortaya koymaktadır. Sendika yetkilileri, böyle bir ismin eğitim sektöründe yer almasının son derece sorunlu olduğunu dile getirerek, çocukların güvenliğini sağlamanın öncelik olması gerektiğine dikkat çekmişlerdir.
Bu tür atamaların kamuoyunda nasıl bir tepkiyle karşılandığı ve istismara uğrayan çocuklar konusunda ne gibi önlemler alındığı, üzerine önemli tartışmalar başlatmıştır. Eğitim politikalarında ve kamu yönetiminde bu tür olayların yaşanmaması için daha dikkatli adımlar atılması gerektiği vurgulanmaktadır. Çocukların korunması ve istismarların önlenmesi için yasal düzenlemelerin yanı sıra, bu olayları sorgulayan toplum bilincinin de artırılması gerekmektedir.
Kısa süre önce gerçekleşen bu gelişmeler, adaletin nasıl tecelli ettiğine ve kamu görevlilerinin ne şekilde sorumluluk taşıdığına da ışık tutması açısından önem arz etmektedir. Sultanoğlu’nun atanması ile birlikte, hem onun kariyeri hem de çocukların güvenliği konusundaki sorunlar gündeme gelmiş ve tartışmalara neden olmuştur. Gelecek dönemde, bu gibi olayların önüne geçilmesi ve toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiği inancı, birçok birey ve kurum tarafından ifade edilmeye devam edecektir.