İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalar yaptı. Dervişoğlu’nun gündeminde, yeni anayasa değerlendirmesi vardı. Yargıda reform paketi adı altında sunulan yasa tasarısını eleştiren Dervişoğlu, bu yasanın aslında “etki ajanı yasası” olarak bilindiğini söyledi. Türkiye’de siyasetin iktidar ve muhalefet arasında gerilimi yaratmaya yönelik bir oyun olmadığını vurgulayan Dervişoğlu, siyasetin, iktidar ile muhalefet arasındaki dengeyi koruması gerektiğini ifade etti.
İYİ Parti’nin yeni anayasa konusundaki tutumunu net bir şekilde dile getiren Dervişoğlu, miadı dolmuş bir hükümete destek olmayacaklarını ve tek adam rejimini güçlendirecek her türlü anayasa değişikliğine karşı çıkacaklarını belirtti. Özellikle 2024 yılında Erdoğan’ın tekrar aday olabilmesi için yapılabilecek anayasa değişikliklerine karşı olduklarını vurgulayan Dervişoğlu, bu tür değişiklikleri desteklemeyeceklerini açıkladı.
Dervişoğlu’nun grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin demokrasi ve adalet anlayışının korunması gerektiği üzerinde durdu. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına vurgu yapan Dervişoğlu, hukukun üstünlüğünün herkes için geçerli olması gerektiğini savundu. Partisinin demokrasiye ve insan haklarına olan inancını vurgulayan Dervişoğlu, Türkiye’de herkesin eşit ve adil bir şekilde hukuk önünde haklarını arayabilmesi gerektiğini belirtti.
Dervişoğlu’nun konuşmasında, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunlara da değinildi. Pandemi sürecinde yaşanan ekonomik sıkıntıların çözümüne yönelik olarak hükümetin attığı adımları eleştiren Dervişoğlu, İYİ Parti’nin alternatif çözüm önerilerini de paylaştı. Halkın yaşam standartlarının yükseltilmesi ve ekonomik refahın artırılması için yapılması gerekenler üzerinde duran Dervişoğlu, İYİ Parti’nin bu konudaki politikalarını detaylı bir şekilde anlattı.
Sonuç olarak, Müsavat Dervişoğlu’nun grup toplantısında yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin demokrasi, adalet, ekonomi ve sosyal alanlardaki sorunlarına değindiği ve İYİ Parti’nin bu konulardaki tutumunu net bir şekilde ortaya koyduğu görülmektedir. Dervişoğlu’nun vurguladığı gibi, ülkenin içinde bulunduğu zorlu süreçlerde demokratik değerlere ve insan haklarına olan inancın korunması büyük önem taşımaktadır.