İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu, partinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin mevcut durumunu eleştiren ve devletin temel işlevlerini vurgulayan açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, devletin can ve mal güvenliğini sağlamasının en önemli görevi olduğunu belirterek, bunun ancak asli kamu hizmetleri aracılığıyla gerçekleştirilebileceğine dikkat çekti.
“Devleti devlet yapan şey, can ve mal güvenliğini temin etmektir” diyen Dervişoğlu, adalet, güvenlik ve dış politika gibi sağlık, eğitim ve savunma alanlarının da bu asli hizmetler arasında yer aldığını ifade etti. Ayrıca, bu hizmetlerin tüm yurtta aynı amaçla yürütülmesi gerektiğini belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nın bu milli vurguyu üstlendiğini aktardı. Bunun yanında, günümüzde bu iki bakanlığın milli olma özelliğini kaybettiğini, sadece isimlerinin milli kalmakla yetindiğini öne sürdü.
Dervişoğlu, mevcut hükümetin uygulamalarını eleştirerek, “Aksi olsaydı bir başıbozuk, Milli Eğitim Bakanı diye atanamazdı” diye konuştu. Özellikle, Atatürkçü ve laik değerlere bağlı olması gereken kişilerin görevden alınmasının, Türkiye’nin demokrasi ve eğitim sistemine ciddi zararlar verdiğini belirtti. Eğitim Bakanı’nın, eğitim politikalarındaki yanlışlıkların ve ihraçların ardındaki sorumluluğunu sorgularken, bu durumun Türkiye’nin geleceğini tehdit ettiğini vurguladı. “Erdoğan sebep, Yusuf Tekin sonuçtur” şeklinde bir ifade kullanarak, bu durumu açık bir şekilde ortaya koydu.
AK Parti’nin eğitim politikalarını eleştiren Dervişoğlu, yeni unvanların yaratılmasıyla birlikte eğitim sisteminde nitelik kaybı yaşandığını ifade etti. “Atanamayan öğretmen” kavramının ortaya çıkışını, “AK Parti’nin torpil parkurundan geçemeyen öğretmen” olarak tanımladı. Bu durumun, genç öğretmenlerin geleceğini karmaşık hale getirdiğini belirterek, iktidarın bu konudaki ikiyüzlülüğüne dikkat çekti.
Dervişoğlu, iktidarın gündem değiştirme politikalarını eleştirerek, halkın gerçek gündemi olan yoksulluk ve yolsuzluk konularının üzerinin kapatıldığını öne sürdü. “Milletimizin en büyük sorunu hayat pahalılığıdır” diyerek, özellikle yüksek gıda enflasyonuna dikkat çekti. Sağlık sisteminin de rant amacıyla tahrip edildiğini belirten Dervişoğlu, sağlık alanında yaşanan sorunların yalnızca ekonomik sorunlarla açıklanamayacak kadar derin olduğunu ifade etti.
Özellikle, sağlık sisteminin çöküşü ve bebek ölümlerinin artması gibi olumsuz noktaları gündeme getiren Dervişoğlu, “Bebeklerimiz para için öldürülmüştür” ifadesini kullandı. “Parası olmayanın ölüme terk edildiği, parası olanın da parasıyla rezil olduğu bir sistemdir” diyerek, toplumdaki eşitsizlik sürerken gençlerin geleceğiyle ilgili kaygılarını dile getirdi.
Ayrıca, genç teğmenler üzerinden iktidar tarafından bir intikam mücadelesinin verildiğini söyleyen Dervişoğlu, Atatürk’ün mirasına sahip çıkan genç komutanların TSK’dan atılmasının arkasındaki motivasyonun, iktidarın korkusundan kaynaklandığını vurguladı. Teğmenlerin yalnız olmadığını ifade eden Dervişoğlu, bu gençlerin Türk milletinin iftihar kaynağı olduğunu belirtti ve onları desteklediklerini açıkladı.
Sonuç olarak, Dervişoğlu, görevden alınmalar ve hükümetin uygulamaları ile birlikte Türkiye’nin değerlerinin ve eğitim sisteminin hedef alındığını vurguladı. Ayrıca, genç neslin kimliği ve milli değerlere bağlılığı üzerinden bir sistem inşa etmeye çalışan iktidarla ilgili kaygılarını dile getirdi.