Son dönemde İzmir’de yapılan denetimler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın dikkatini çekti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin atık su kirliliğine yol açtığı ve Tire’de vahşi depolama yaptığı belirlenince, toplamda 3 milyon 854 bin 237 TL ceza uygulandı. Bu durum, yerel yönetimlerin çevre koruma konusundaki sorumluluklarını yeniden sorgulattı.
ANKARA (İGFA) – Denetimler çerçevesinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait Torbalı’daki atık su arıtma tesisinden örnekler aldı. Yapılan laboratuvar analizleri sonucunda, bu tesislerin atık sularını standartlara uygun bir şekilde arıtamadığı tespit edildi. Bu nedenle, 929 bin TL’lik bir ceza kesildi. Ayrıca, Menemen atık su arıtma tesisinin de benzer şekilde standartlara uymayan suyu deşarj ettiği belirlendi ve bu tesisi işleten Büyükşehir Belediyesi’ne 464 bin 585 TL para cezası uygulandı.
Bunun yanı sıra, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait Kiraz Atıksu Arıtma Tesisi’nin atık sularının hiç arıtmadan direkt olarak deşarj edildiği ortaya çıktı. Bu durum, çevresel etki açısından son derece endişe vericiydi ve ilgili kanun gereğince bu tesise 1 milyon 161 bin 568 TL ceza verildi. Tire’de ise, yerel yönetim tarafından yarı açık olarak çöplerin vahşi depolama uygulamalarıyla doğaya bırakıldığı tespit edildi ve 1 milyon 299 bin 84 TL ceza uygulandı.
Toplamda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne uygulanan idari para cezası miktarı 3 milyon 854 bin 237 TL’ye ulaştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, İzmir’deki denetimleri ile ilgili detayları paylaştı. Açıklamada, “Bakanlığımız İl Müdürlüğü ekipleri tarafından İzmir’de gerçekleştirilen denetimlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Torbalı’daki ve Menemen’deki atık su arıtma tesislerinin standartlara aykırı ve çevre kirliliğine yol açacak şekilde atık su deşarj ettiği, Kiraz Atıksu Arıtma Tesisi’nin arıtma yapmadan su deşarj ederek kirlenmeye sebep olduğu, Tire’de ise gerekli izinler almaksızın vahşi çöp depolama yaptığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Bu tür uygulamalar, çevre koruma yasalarının ne denli önemli olduğunu ve yerel yönetimlerin bu yasalara uymak zorunda olduğunu bir kez daha gösterdi. Bakanlık tarafından uygulanan bu cezalar, kamuoyu adına alınmış bir önlem olarak değerlendirilebilir. Her ne kadar cezalar, çevre kirliliğinin önüne geçmek için birer uyarı niteliğinde olsa da, esas olan bu tür davranışların tekrar etmemesi ve çevre sağlığının korunmasıdır.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu denetimleri ve uyguladığı yaptırımlar, diğer belediyeler için de bir örnek teşkil edecektir. Gelecekte daha sağlıklı ve temiz bir çevre için, her kesimin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, çevre bilincinin oluşması ve sürdürülebilir uygulamaların hayata geçirilmesi büyük bir önem taşımaktadır.