İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir, Güzelbahçe, Yağcılar, Seferihisar ve Tuzla fayları üzerinde 6 yıldır çalıştıklarını belirtti. İzmir fayının son depreminin 1688 yılında gerçekleştiğini ve fayın deprem tekrarlama aralığının yaklaşık bin yıl olduğunu açıkladı. Sözbilir, Tuzla fayının ise 2 bin yılda bir kırılan bir fay olduğunu ve 2 bin yıldır kırılmadığını ifade etti. Bu nedenle Tuzla fayının deprem potansiyelinin İzmir için risk oluşturduğunu belirtti.
Prof. Dr. Sözbilir, Tuzla fayının İzmir’in en uzun faylarından biri olduğunu ve yaklaşık 50 kilometre uzunluğa sahip olduğunu vurguladı. Fayın uzunluğu nedeniyle yaklaşık 7.1 büyüklüğünde depreme neden olabileceğini aktardı. Ayrıca fayın 2 bin yıldır kırılmadığı için yakın bir zamanda kırılma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti. Tuzla fayının kırılma zamanının yaklaşmasına paralel olarak acil olarak alınması gereken önlemler olduğunu vurgulayarak, Türkiye genelinde ve İzmir için yapılan çalışmaların önemine değindi.
Sözbilir, kentsel dönüşüm ile ilgili bir yol haritası çizilmesi gerektiğini ve her ilin kendine özgü kentsel dönüşüm planı olması gerektiğini belirtti. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın 81 il için 2020’de tamamladığı İl Afet Risk Azaltma Planı’na dikkat çekti. Aynı zamanda fayların, zeminin ve binaların analiz edilmesine ve Türkiye genelinde fayların daha iyi anlaşılması için bir proje başlatılmasına değinerek, özellikle sıvılaşma tehlikesi bulunan denize yakın bölgelerde zemin problemlerinin önemine vurgu yaptı.
Son olarak, Manisa’da geçen 32 fay hakkında bilgi veren Prof. Dr. Sözbilir, Manisa fayının deprem üretme potansiyelinin olmadığını ve son depreminin 1845 yılında gerçekleştiğini belirtti. Bu nedenle fayın yakın bir gelecekte kırılma ihtimalinin düşük olduğunu açıkladı. Ancak diğer fay hatları hakkında tam bilgi olmadığı için tehlikenin devam ettiğini ifade etti.