Eren Koca / Haber Merkezi – İzmir’de, kemik erimesi şüphesi ile hastaneye yatırılan 13 yaşındaki bir çocuğun HIV pozitif olduğu ve kısa süre sonra hayatını kaybettiği bilgisi ortaya çıktı. Türkiye Cumhuriyeti AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, konu hakkında yaptığı açıklamada, “13 yaşında bir erkek çocuğu, babası tarafından istismara uğramış” ifadelerini kullandı. Uzmanlar, Türkiye’de çocuklarda AIDS hastalığına yol açan HIV virüsü vakalarının artış gösterdiğine dikkat çekerken, Milliyet’e yaptığı demeçte konuya dair pek çok önemli noktaya değindiler.
İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Atahan Çağatay, çocuklardaki HIV enfeksiyonlarının genel olarak anne-çocuk bulaşmasından kaynaklandığını belirtti. “Anne pozitif virüs taşıyıcı ise, bu virüsü genellikle kocasından alır. Doğum sırasında ya da sonrasında, çocukta virüs hemen belirgin olmaz. Tedavi altında olmayan bir anneden doğan çocukların HIV kapma oranı %15 ile 45 arasında değişmektedir. Ancak, eğer anne tedavi görüyorsa bu oran %2’nin altına inmektedir. Bu nedenle, HIV virüsünün yayılmasını engellemek için koruyucu politikaların oluşturulması ve eğitim verilmesi hayati önem taşımaktadır” şeklinde açıklamalar yaptı.
Çocuklarda HIV enfeksiyonlarının %90’ından fazlasının, HIV ile yaşayan bir anneden bebeğe hamilelik, doğum veya emzirme süreçlerinde geçmesiyle gerçekleştiği bilgisi verildi. Burada dikkat çeken nokta, annenin HIV enfeksiyonunun ciddiyetinin, bu bulaşmanın riskini doğrudan etkilediğidir. Dolayısıyla, gebelik sürecinde HIV pozitif olan annelere yönelik etkili tedavi yöntemlerinin uygulanması, oldukça önemli bir konu halini alıyor.
HIV’in anne-çocuk bulaşını (PMTCT) önlemenin en etkili yolu, HIV pozitif hamilelere zamanında antiretroviral tedavi (ART) başlatmak olarak belirtiliyor. ART, annenin kanındaki viral seviyeleri azaltarak, enfeksiyonu bebeğine bulaştırma riskini büyük ölçüde düşürüyor. Bunun yanı sıra, ART tedavisi doğum öncesi ve sonrası da çocuğa uygulanmalıdır, bu da bulaş riskini en alt seviyeye çekecektir.
Enfeksiyon hastalıkları alanında uzman olan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, hastalığın tespiti hakkında önemli açıklamalarda bulundu. 2014 yılında Türkiye’de 154 HIV pozitif vaka tespit edilirken, günümüzde bu sayının 200 civarına ulaştığı belirtiliyor. Son 5-6 yıl içerisinde çocuklarda HIV vakalarında yavaş bir artış yaşandığına dikkat çeken Ceyhan, “Yetişkinlerdeki AIDS artışıyla paralel olarak çocuk vakaları da artmaktadır. Ancak, çocuklarda tanı koymak için öncelikle şüphelenmek gerekiyor. Ailelerin veya hekimlerin, çocuklarda HIV olup olmadığını düşünmeleri ve test istemeleri önem taşımaktadır. AIDS, bazen çok sinsi seyredebildiği için bağışıklık sisteminin çökmesi sonucu ağır bir tablo ile ortaya çıkabilir. Bu nedenle, AIDS hakkında daha fazla eğitim verilmesi gerekmektedir. Hastalar üzerinde yeterince durulmadan hızlıca değerlendirildiğinde, AIDS’in akla gelmediği durumlar yaşanabiliyor.” dedi.
Sonuç olarak, HIV ve AIDS’le mücadelede en önemli nokta, erken teşhis ve gerekli tedavi süreçlerinin uygulanmasıdır. Uzmanlar, ülke genelinde sağlık merkezlerinin uyarılması ve test sayısının artırılması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Tanı koymak zor olmadığından, sağlık sisteminin bu konuda daha fazla farkındalık geliştirmesi ve tüm bireyler için HIV testine erişim sağlaması büyük önem arz etmektedir.