İzmir’de yaşanan bir olay, ailenin temel yapısının ne kadar kırılgan olabileceğini gözler önüne seriyor. 32 yaşındaki Şiyar Alpaslan, çocuklarının boğazına bıçak dayamakla suçlandı ve bu olay sonrasında tutuklandı. Boşanma aşamasındaki eşi 26 yaşındaki Fatma Alpaslan, devlet korumasına alınan iki çocuğunu görmek için Burdur’dan İzmir’e geldi. Çocuklarını yanına almak istediğini dile getiren Fatma Alpaslan, “Nasıl bu kadar canileştiğini anlamıyorum, aklım almıyor” şeklinde duygularını ifade etti.
“EŞİM AYLARCA BANA ŞİDDET UYGULADI”
Olayın ardından devlet korumasına alınan çocuklarını görmeye gelen Fatma Alpaslan, bir sağlık bakım teknisyeni olarak kariyerine devam ediyor. Eşi Şiyar Alpaslan’dan şiddet gördüğünü öne süren Fatma, “Eşim, aylarca şiddet uyguladı. Kaçtım ancak çocukları yanıma alamadım. Zamanla çocuklarımı yanıma almak istedim ama başaramadım. Telefonda görüştükten sonra hangi koşullarda yaşadıklarını gördüm. Çocuğuma yaşattıklarını gördüm ve onlara geri dönmem gerekirse bırakmasını istedim. Hemen eşimi ihbar etmek için polise gittim. Eşimin bu hale nasıl geldiğini anlamıyorum” açıklamasında bulundu.
‘ÇOCUKLARIM YANIMDA OLMAK İSTİYOR’
Fatma Alpaslan, çocukların güvenli bir ortamda bulunduğu koruma altında olduğunu ifade ederek, onlara teslim edilmediğini belirtti. “Çocuklarımı alabilmek için maddi durumumun el vermesi, bir evimin olması gerekiyormuş. Şu an bunun için bir mücadele veriyorum. Gerekirse çocuklarımı yanıma alıp, kadın sığınma evine yerleşeceğim” diye konuştu. Üzerinde büyük bir keder taşıyan Fatma, çocuklarının kendisiyle kalmak istemediklerini vurgulayarak, “Özellikle büyük oğlum çok korkmuş. ‘Benimle gelir misin?’ dedim. ‘Gelemem çünkü babam kızar’ dedi. Çocuklarımı istiyorum, başka bir şey istemiyorum. Evlatlarıma oyuncak araba getirdim. Büyük oğlum ‘Sende dursun, senin yanına gelince oynarım’ dedi” dedi.
Bu olay, yalnızca bir aile dramı değil, aynı zamanda toplumsal bir sorunun da yansıması olarak görülüyor. Şiyar Alpaslan’ın eylemi, birçok ailenin maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddetin bir örneği. Fatma Alpaslan’ın mücadelesi, pek çok kadının benzer durumlarla karşılaştığını ve bu gibi olayların toplumsal olarak ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor. Devletin, çocuk koruma sisteminin işleyişi ve boşanma aşamasındaki ailelerde yaşanan trauması göz önünde bulundurularak, daha kapsamlı ve etkili politikalar geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
