İzmir’de yaşanan oldukça trajik bir olayın ardından, 23 Aralık 2023 tarihinde Gurbet Ayaz’ın bir tartışma sonucu sanık Metin Akyüz tarafından satırla öldürülmesi olayı, mahkemeye taşındı. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasında 22 yaşındaki sanık Metin Akyüz, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla mahkemeye bağlandı. Duruşmaya tarafların avukatları da katıldı ve adalet sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için gerekli tüm önlemler alındı.
Duruşmada, Cumhuriyet savcısının önceki celsede sunduğu mütalaasını tekrarlamasının ardından, sanık Akyüz’e son sözleri soruldu. Sanık Akyüz, cinayetle ilgili herhangi bir şey hatırlamadığını belirterek, “Öyle bir şey olmadı. Tehditten anlamam, ne olduğunu bilmem. Hatırlamıyorum,” şeklinde ifade verdi. Bu durum, sanığın konuyla ilgili savunma hattının ne denli zayıf olduğunu gösterirken, aynı zamanda mahkeme heyetinin ve savcılığın sunduğu delillerin önemini de ortaya koydu.
NE OLMUŞTU?
Olayın detaylarına inildiğinde, İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşanan tartışma, Akyüz ve halası Gurbet Ayaz arasında çıkmıştı. 23 Aralık 2023’teki bu olay, sonucu itibariyle Akyüz’ün tutuklanmasına ve “nitelikli kasten öldürme” suçlamasıyla karşı karşıya kalmasına neden oldu. İddianame, Akyüz hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlandı. Mahkeme süreci boyunca, Akyüz’ün suçlu bulunması durumunda ne gibi yaptırımlarla karşılaşacağı merak konusu oldu.
Mahkeme heyeti, tüm bu delil, ifade ve savunmaları dikkate alarak, Akyüz’e “nitelikli kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Verilen ceza ile birlikte, mahkeme indirim uygulama gereği duymadı. Bu durum, hukukun işleyişine olan güvenin bir göstergesi olarak değerlendirildi. Davanın nasıl sonuçlanacağı, Akyüz’ün geleceği açısından büyük bir belirsizlik yaratırken, cinayetin kurbanı Gurbet Ayaz’ın ailesi için de derin bir üzüntü kaynağı oldu.
İzmir’deki bu olay, sadece bir cinayet davası olmanın ötesinde, aile içi şiddet ve cinayetlerin toplumda yarattığı derin etkileri, güvenlik zafiyetlerini ve adalet arayışını bir kez daha gündeme taşıdı. Birçok kişi, bu ve benzeri vakaların sosyal, psikolojik ve hukuksal boyutlarının ele alınması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de artan aile içi şiddet olayları ve bunların sonuçları, yargı sisteminin ve toplumsal duyarlılığın ne denli önemli olduğunu gözler önüne serdi.