İzmir’de gerçekleştirilen baskınlar, Menderes İTOB Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren ASO Gıda Sanayi fabrikasında ortaya çıkan büyük bir kaçakçılık skandalını gün yüzüne çıkardı. Bu olayın arka planında ise, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İzmir Eski İl Yönetimi Kurulu üyesi Ali Sorgun Özbalcı’nın olduğu iddia ediliyor.
Birgün gazetesinin haberine göre, fabrikaya yapılan baskının ardından firmanın son on yıllık işlem kayıtları detaylı bir incelemeye tabi tutuldu. Bu kapsamda, İzmir Tarım İl Müdürlüğü tarafından kritik bir araştırma gerçekleştirildi. İnceleme sonuçları, fabrikanın yurtdışına göndermesi gereken ‘organik’ ürünlerin aslında ‘inorganik’ olduğunu ortaya çıkardı. Bu durum, 15 ton ürünün el konulup muhafaza altına alınmasına yol açtı.
YURTDIŞINA YASA DIŞI YOLLARLA AKTARILMIŞ
Olayın boyutu, ikinci bir ihbar sonrası Doğubeyazıt Gümrük Kapısı’ndan giriş yapan ve aynı firmaya ait olan dört tıra el konulmasıyla daha da derinleşti. Doğubeyazıt Sulh Ceza Hakimliği kararıyla gerçekleştirilen bu el koyma işlemi, ilk incelemelere göre, ürünlerin ülkeye düşük beyanla sokulduğunu ve bir kısmının yasadışı yollarla yurtdışına gönderildiğini ortaya koydu. Bu durum, gıda güvenliği ve ticaret yasaları bakımından ciddi sorunları beraberinde getirdi.
Ali Sorgun Özbalcı
AKP’Lİ İSİM İDDİALARI REDDETTİ
Olayların ardından, eski AKP İl Yönetim Kurulu üyesi ve İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Üyesi olan Ali Sorgun Özbalcı, kaçakçılık iddialarıyla ilgili yapılan suçlamaları kesin bir dille reddetti. Özbalcı, bu iddiaların gerçek dışı olduğunu ve kendisine yönelik bir itibar suikastı amacı taşıdığını öne sürdü. Bu açıklamalar, kendisine atfedilen suçlamaların bulunduğu konteste ciddi bir savunma niteliği taşıdı.
Bu durum, İzmir’deki gıda güvenliğine dair endişeleri artırırken, devletin ilgili birimlerinin yaptığı denetimlerin ve soruşturmaların önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Tüketiciler açısından durumun ciddiyeti, kaçakçılığı önlemeye yönelik önlemlerin artırılmasını gerekli kılıyor. Özellikle gıda sektöründe yasalara aykırı uygulamaların önüne geçilmesi, hem halk sağlığı hem de ekonomi açısından büyük bir önem taşıyor.
Özbalcı’nın söz konusu skandal ile ilgili açıklamaları ve sürecin seyrine bağlı olarak, bu olayın ilerleyen günlerde daha da büyüyüp büyümeyeceği merakla bekleniyor. Sonuç itibarıyla, bu tür ruhsatsız ve yasa dışı faaliyetlerin önüne geçilmesi için kamuoyunun ve devletin dikkatli olması gerektiği açık bir gerçek olarak ortaya çıkıyor.