Kısa Dalga yazarı Mehmet Çetingüleç, Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ahu Sumbas tarafından, “BM Kadın Birimi Türkiye”nin desteğiyle hazırlanan bir rapora dikkat çekti. Çetingüleç, “Bu ayıp tüm siyasi partilere yeter” başlıklı köşe yazısında, kadınların siyasete katılım oranlarına dair önemli verileri paylaştı. Raporun içeriğine göre, Türkiye’deki siyasi partilerde kadın aday oranının son iki seçim döneminde sadece yüzde 24-25 civarında, erkek aday oranının ise yüzde 75-76 civarında olduğu ortaya konuldu.
Raporla ilgili olarak Çetingüleç, aday gösterilen kadınların sadece yüzde 17-19’unun milletvekili seçilebilir pozisyona yerleştirildiğini, erkeklerin ise yüzde 80-82’sinin bu pozisyonda olduğunu vurguladı. Bu durumu “erkeklerin ‘seçilebilir’, kadınların ‘seçilemeyecek’ sıralara konulduğuna dair önemli bir kanıt” olarak değerlendirdi. Çetingüleç, görüntüde kadınlara yer verildiği izlenimi verilse de, gerçekte Meclis’te kadın adayların istenmediğini ifade etti.
Raporun dikkat çektiği bir başka mesele, bazı illerde kadınların siyasi temsilinin yok olmasının adeta bir miras gibi devam etmesidir. Özellikle 2018 genel seçimlerinde kadın vekil çıkarmayan iller arasında Adıyaman, Amasya, Ardahan, Artvin, Aydın, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Burdur, Çankırı, Çorum, Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Karaman, Kars, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sinop, Tunceli, Uşak, Yozgat ve Zonguldak bulunmaktaydı. 2023 genel seçimlerinde de aynı iller tekrar kadın vekil çıkaramamıştır. Bu durum, kadın vekil çıkarmayan illerin değişmediğini gözler önüne sermekte.
Çetingüleç, bu bağlamda, özellikle bu illerdeki kadınların örgütlü bir şekilde harekete geçmesi gerektiğini belirtti. “İstemezseniz alamazsınız!” ifadesiyle, kadınların kendi hakları için mücadele etme gerekliliğine dikkat çekti. Kadınların, siyasi aktörlerle doğrudan etkileşimde bulunmaları ve kendi çıkarlarını savunmaları gerektiğini vurguladı. “Kimse kendi koltuğunu başkasına vermez” diyerek, siyasi alanda kadınların haklarının savunulmasının önemini ifade etti.
Sonuç olarak, rapor ve ardından gelen analizler, Türkiye’deki siyasi kültürün kadınların katılımına ne denli kapalı olduğunu bir kez daha gözler önüne koydu. Bu veriler, kadınların daha fazla temsil edilmesi gerektiğini ve siyasi partilere kadın adaylara daha fazla yer vermeleri konusunda baskı yapılması gerektiğini açıkça gösteriyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.