6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler, Türkiye’nin Kahramanmaraş ilinde büyük yıkımlara yol açtı. Bu felaketin en travmatik sahnelerinden biri, Onikişubat ilçesinde yer alan Hayrullah Mahallesi’ndeki Melike Hanım Apartmanı’nın yıkılmasıydı. Bu yıkım sonucunda, 49 kişi hayatını kaybetti. Yaşanan bu trajedi üzerine başlatılan hukuki süreçte, önemli gelişmeler kaydedildi.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, meydana gelen olayla ilgili kapsamlı bir iddianame hazırladı. İddianamede, fenni mesul olarak görev yapan Sıtkı Okumuş ve apartmanın arsa sahibi olan Adnan Bektaşoğlu’nun yargılandığı belirtildi. Her iki sanık hakkında, “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlaması yöneltildi. İddianameye göre, bu suçu işleyen sanıkların toplamda 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası almaları talep edildi.
Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada, tutuklu sanık Sıtkı Okumuş, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Duruşma salonunda, Okumuş’un avukatları da yer aldı. Sanık Okumuş, daha önceki savunmalarını tekrarlayarak, mahkemeden beraatini ve tahliyesini talep etti.
Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanık Sıtkı Okumuş’un mahkumiyetini istemiştir. Mahkeme heyeti, gerçekleştirilen değerlendirmelerin ardından, fenni mesul Sıtkı Okumuş’a toplam 12 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verdi. Diğer sanık Arsa sahibi Adnan Bektaşoğlu ise mahkeme tarafından beraat etti. Bu karar, deprem sonrası meydana gelen yıkım ve kayıplar açısından önemli bir hukuki sonuç olarak değerlendirildi.
Gelişmeler, depremin ardından yaşanan insan kaybı ve hukukun işletilmesi açısından toplumsal bir yankı da yarattı. Depremin etkileri, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik açıdan da hissedildi. Kahramanmaraş’ın bu olayı, toplumda adalet ve sorumluluk arayışını artırdı. Özellikle, inşaat güvenliği ve yapı denetimi konularında daha sıkı önlemler alınması gerektiği vurgulandı.
Toplumda, deprem sonrası inşaatlarda güvenlik standartlarının nasıl denetleneceği ve bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için neler yapılması gerektiği konusunda geniş bir tartışma başlatıldı. Gözler, bundan sonraki hukuki süreçlere ve yapılacak yasal düzenlemelere çevrildi. Depremin ardından kurbanların ailelerine verilen destek, aynı zamanda kayıpların hatırlanması açısından da önem taşıdı.
Depreme bağlı olarak oluşan bu yıkımın ardından, Kahramanmaraş’ta yapılan hukuki işlemler ve Türkiye genelinde benzer davalar, toplumsal duyarlılığı artırmakta. Kamuoyu, adaletin yerini bulması için gereken durumların takip edilmesini istemektedir. Gelecekteki olası yapısal yıkımları engellemek için kapsamlı bir denetim sisteminin kurulması, bu tür olayların önlenebilmesi açısından önemlidir.
6 Şubat depremleri sonrasında yaşananlar, yalnızca Kahramanmaraş’ı değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki insanların yaşamını da etkiledi. Bu tür felaketlerde, yapıların güvenliği ve deprem yönetmeliğine uyulması, sadece inşaat mühendislerinin değil, inşaat sürecinde yer alan herkesin sorumluluğundadır. Olayın ardından akan gözyaşlarının ve hayatını kaybedenlerin ailelerinin acıs