Türkiye’de kara para endüstrisinin yıllık cirosu 25 ila 60 milyar dolar civarında hesaplanmıştır. Kara paranın tanımıyla başlayacak olursak, aslında bu kirli ve iğrenç para; belli suçlar işlenerek elde edilen, suç geliri olan paradır. Uyuşturucu ticareti gibi suçlar neticesinde elde edilen para kara paradır ve yasal yollardan elde edilmiş gibi gösterilmesi ise kara para aklamadır.
Kara paranın kazananları genellikle çok büyük miktarlarda kara paraya sahip olanlar olup, bu parayı aklayarak siyaset ve ekonomi alanlarında güç kazanırlar. Ancak bu durumun yarattığı zararlar oldukça büyüktür. Uyuşturucu, insan ticareti, yasadışı bahis, dolandırıcılık gibi suçlar hem bireyleri mağdur eder hem de toplum, hukuk sistemi ve ekonomiye zarar verir.
Kara paranın önlenmesi gereklidir, aksi takdirde toplum gençlerini, geleceğini, adaleti ve demokrasiyi kaybedebilir. Ayrıca kara paranın siyaseti finanse etmesi, medya sahibi olması, rüşvetle yetkilileri satın alması durumunda karşı koymak zor olacaktır. Bu nedenle güçlü bir siyasi irade ve etkin işbirliği gereklidir.
Uyuşturucu ticareti en büyük kara para kaynağı olmasına rağmen son dönemde yasadışı bahis sektörünün de önemli bir kara para kaynağı olduğu gözlemlenmektedir. Dolandırıcılık da kara para üreten bir diğer sektördür ve dolandırıcılar genellikle insanların açgözlülüğünden ve zayıf noktalarından yararlanırlar.
Kara paranın denetiminin az olduğu, yakalanma riskinin düşük olduğu bölgelere doğru aktığı bilinmektedir. Organize suç örgütleri genellikle siyasi koruma buldukları bölgeleri tercih ederler ve bu durum kara paranın aklanması için uygun bir zemin oluşturur.
Kara parayla mücadelede sağlam bir siyasi irade, güçlü kolluk kuvvetleri, mali istihbarat birimleri ve bağımsız yargı önemlidir. Ayrıca ulusal ve uluslararası işbirliği de etkin mücadele için gereklidir. Vergi adaleti konusunda da benzer bir yaklaşım ve düzenlemeler yapılması gerekmektedir, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.