Karabük Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nde, 2019 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Karabük Milletvekili adayı olan ancak daha sonra adaylıktan çekilen Tuğba Yeğin için özel bir kadro açıldığına dair iddialar gündeme geldi. Bu durum, akademik camiada tartışmalara yol açarken, sayıları ve tarihleri belirleyen bu tür haberler genellikle kamuoyunda dikkat çekiyor.
Yeğin’in ağabeyi, Ankara TÜGVA Başkanlığı görevini yürütüyor. Dolayısıyla, bu aile bağlarının, kadro açma kararında etkili olup olmadığı merak konusu oldu. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’a, Tuğba Yeğin için açılan özel kadro hakkında sorular yöneltildi. Ancak, Rektör Kırışık, bu sorulara herhangi bir yanıt vermekten kaçındı.
Bu durum, kamuoyunda daha fazla spekülasyona yol açarken, özellikle kamu kuruluşlarında yapılan atamaların şeffaflığının sorgulanmasına neden oluyor. Resmî Gazete’de yayımlanan ilanda, İşletme Fakültesi’ne alınacak bir akademisyenin niteliklerinin, Tuğba Yeğin’e oldukça uygun olduğu öne sürüldü. Bu tür bilgiler, insanları kadro atamalarında kayırmacılık olup olmadığına dair düşünmeye itiyor.
Karabük Üniversitesi’nin İşletme Fakültesi’ne açtığı ilana göre, Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bölümü için doktor öğretim üyesi kadrosu için aranan nitelikler ise şunlar: “Doktorasını işletme alanında yapmış olmak. Sosyal Pazarlama ve Sürdürülebilirlik ile Tüketici Davranışları üzerine çalışmalar yapmış olmak.” Bu tanımların, Tuğba Yeğin’in akademik profili ile örtüşmesi dikkat çeken bir durum olarak değerlendiriliyor.
Kadro açma süreci ve yapılan atamalar, her zaman tartışmalı konulardan biri olmuştur. Türkiye’deki üniversitelerin yönetiminde yapılan bazı atamalar, kamuoyunda büyük yankı uyandırmakta ve bu tür durumlar sıklıkla eleştirilere maruz kalmaktadır. Öğretim üyeleri için açılan kadroların nasıl belirlendiği ve hangi kriterlerin göz önünde bulundurulduğu konusunda daha fazla şeffaflık sağlanması gerektiği savunuluyor. Bu tür olaylar, üniversitelerin saygınlığına zarar verebilir.
Sonuç olarak, Karabük Üniversitesi ile ilgili gündeme gelen bu kadro iddiaları, yalnızca bir kişiyle sınırlı kalmamaktadır. Eğitim politikaları, akademik atamalar ve akademik özgürlük konularında daha geniş tartışmalara neden olabilmektedir. Bu yüzden, karar vericilerin ve üniversite yönetimlerinin, atama süreçlerinin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesine özen göstermeleri büyük önem taşımaktadır.