Türkiye, 31 Mart Yerel Seçimleri için CHP/DEM/Kandil ortaklığının adını ‘Kent Uzlaşısı’ koyduğu hedefiyle kirli işbirliği ve karanlık pazarlıklarla girdi. Bu süreç, kamuoyu tarafından ‘Kandil Uzlaşısı’ olarak algılandı ve birçok skandala neden oldu. Özellikle İstanbul, Ankara, Mersin ve diğer bölgelerde DEM/Kandil işbirliği ile kararlar alınması, terör unsurlarının etkisini gösterdi.
Terör örgütlerinden gelen mesajlarla kararlar alan DEM/Kandil işbirliği, seçim sonrası olası kayyum tartışmalarını körükleyerek tam kaos ortamı oluşturmayı hedefliyor. Özellikle Hevi Sayra’nın sokak çağrıları, siyasi liderleri hedef alması ve kazanılan belediyelere kayyum atanması durumunda sokak mücadelesine başvurma söylemleri, ülkenin istikrarını tehdit ediyor.
PKK terör örgütü elebaşı Mustafa Karasu’nun DEM Parti ve CHP’ye verdiği ittifak mesajları da dikkat çekiyor. Karasu, Kürt halkı açısından Türkiye’deki demokrasi güçleriyle ittifakın önemine vurgu yaparak, Türkiye’nin demokrasi güçleriyle işbirliği yapılması gerektiğini savunuyor. Ayrıca Karasu, yerel seçimlerin genel seçimlerden daha önemli olduğunu belirterek, Kayyumları da götürülmesi gerektiğini savunuyor.
Mustafa Karasu aynı zamanda DEM Parti-CHP işbirliğini öven açıklamalar yaparak, yerel seçimlerin Kürtler için genel seçimlerden daha önemli olduğunun altını çiziyor. Kendi toplumu ve coğrafyasıyla daha yakından ilgilenen ve özgürlük sorunu yaşayan Kürtler için yerel yönetimlerin büyük bir önem taşıdığını belirten Karasu, kendi değerlerine sahip çıkmak adına yerel seçimlerin çok değerli olduğunu ifade ediyor.
Ancak, bu kirli işbirliği ve terör örgütlerinden etkilenen süreç, Türkiye’nin istikrarını ve güvenliğini tehlikeye atabilmektedir. Skandalların artması ve terör unsurlarının açıkça siyasete müdahale etmeye çalışması, ülkenin birlik ve beraberliğini zayıflatabilir. Bu sebeple, şeffaf ve demokratik bir seçim süreci geçirmek ve terör örgütlerinin müdahalelerine karşı sıkı önlemler almak, Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
