Şişli ilçesinde 31 Ekim 2024 tarihinde kaybolan altı yaşındaki küçük Şirin, Feriköy Mezarlığı’nda cesediyle bulundu. Olay, kaybolma süreci ve sonrasındaki gelişmelerle birlikte derin bir üzüntü ve endişe yaratmışken, Şirin’in ölmeden önceki son anları güvenlik kameraları tarafından kaydedildi.
Olayın meydana geldiği gün, güvenlik kamerası görüntülerinde Şirin’in, şüpheli M.Ö. ile bir çöp konteynerinin önünde konuştuğu görüldü. Bu görüntülerde Şirin, daha sonra şüpheli M.Ö. ile birlikte yürüyerek gitmekteydi. Bu görüntüler, olayın çözülmesinde ve şüpheli hakkında kanıtların toplanmasında önemli bir rol oynamıştı.
Feriköy Mahallesi’nde ailesi tarafından kaybolduğu 31 Ekim’den bu yana kendisinden haber alınamayan Şirin, 2 Kasım 2024’te Feriköy Mezarlığı’nda ölü olarak bulunmuştu. Küçük çocuğun kaybolması, ailesinin büyük bir panik ve endişeye kapılmasına sebep olmuş, durumu yetkililere bildirmeleri üzerine olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı.
Olay yerindeki buluşma noktası olan çöp konteynerinin etrafında yaşananlar güvenlik kameralarına yansırken, bu anların analizi, M.Ö.’nün aleyhinde önemli bir kanıt olarak değerlendirildi. Şirin’in cesedinin bulunduğu gün, şüpheli hemen gözaltına alınmış ve adaletin tecelli etmesi amacıyla tutuklama talep edilerek mahkemeye sevk edilmiştir. Bu tutuklama, toplumda yaşanan şok ve öfkeyi bir nebze hafifletti.
Şirin’in kaybolması, başta ailesi olmak üzere çevresindeki herkes için büyük bir travma yaratırken, suç soruşturmasını yürüten ekipler, olayın iç yüzünü araştırmak için seferber oldu. Güvenlik kameraları, bölgedeki diğer tanıklardan alınan ifadelerle birleştirildiğinde, detaylı bir inceleme süreci başlatıldı. Aile, kaybolduğundan itibaren her gün çocuklarının geri dönmesi için dua etti.
Şirin’in kaybolmasından kısa bir süre sonra yaşanan bu trajedinin, toplumda nasıl yankı bulduğu ve benzer olaylar karşısında alınacak önlemler hakkında ne gibi tartışmalara yol açtığı ise gözler önüne serildi. Herkes bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına devletin ve toplumun üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Sonuç olarak, Şirin’in kaybı ve ardından gelen olaylar, sadece bir ailenin değil, toplumun birçok kesiminin yüreğini sızlattı. Bu talihsiz olay, çocukların güvenliği konusunda daha fazla önlem alınması gerektiğini ve toplumsal bilincin artırılmasının aciliyetini bir kez daha hatırlattı.