6 Şubat depremlerinin ardından, yurt genelinde sismik araştırmalar hız kazanmıştır. Kayseri’de faaliyet gösteren AFAD Deprem Danışma Kurulu Üyesi ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Profesörü Dr. Fikret Koçbulut, bölgedeki araştırmalar hakkında bilgi vermiştir. Koçbulut, TÜBİTAK tarafından desteklenen “Türkiye’nin diri faylarının paleosismolojisi” adlı projede yer aldıklarını belirtmiş ve Deliler Fayı’nı incelediklerini açıklamıştır. Bu fayın özelliklerini saptamak amacıyla, tektonik haritalar oluşturduklarını, dronlarla uçuşlar gerçekleştirip detaylı haritalar ürettiklerini ve jeofizik yöntemlerle fayın varlığını tespit etmeye çalıştıklarını aktarmıştır.
Koçbulut, Kayseri’nin mikro bölgelemesinin de devam ettiğini vurgulamış, Ecemiş Fayı’nı inceleyerek sonuçları belediyelerle paylaşacaklarını belirtmiştir. Ayrıca, Kayseri’nin aktif faylarını yerleşime uygunluk açısından değerlendireceklerini ifade etmiştir. Yapılan kazı çalışmalarının sonucunda fayın varlığını ortaya koyduklarını ve bu fayın ters bileşenli olduğunu tespit ettiklerini belirtmiştir. İlerleyen süreçte fayın kayma hızı ve deprem üretme aralığı gibi bilgilere ulaşacaklarını dile getirmiştir.
Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Daire Başkanı Gonca Arın, Fikret Koçbulut ve ekibine yaptıkları çalışmalar nedeniyle teşekkür etmiştir. Ayrıca, Sarıoğlan Belediyesine de desteklerinden dolayı teşekkür etmiştir. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Sinan Koçeroğlu ise yer radarı konusunda detaylı bilgiler vermiştir. Türkiye’nin diri fay haritasının belirlenmesine yönelik yaptıkları çalışmalarda yer radarı ve dron uygulamaları gerçekleştirdiklerini belirtmiş ve yer radarının jeofizik bir yöntem olduğunu açıklamıştır.
Sonuç olarak, Kayseri bölgesinde yapılan sismik araştırmaların, Türkiye’nin depremsellik haritasının oluşturulmasında önemli bir adım olduğu ve bu çalışmaların farklı disiplinlerden uzmanların katkılarıyla yürütüldüğü görülmektedir. Deliler Fayı ve Ecemiş Fayı gibi fay hatlarının incelenmesi, bölgenin deprem potansiyeli ve riskinin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Gelecekteki deprem zararlarını en aza indirmek için yapılan bu tür araştırmaların devam etmesi ve sonuçlarının etkili bir şekilde değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.