Elif TOKBAY
Çanakkale Kaz Dağları, iktidara yakın iş insanı olan Mehmet Cengiz’in sahip olduğu Cengiz Holding’in işletmekte olduğu Halilağa Bakır Madeni’ne karşı yürütülen mücadeleler sürmeye devam ediyor. Bu süreçte, Cengiz Holding’in yaklaşık 1 milyon ağacı kesmesi ve ağaç kesimini hızlandırmak amacıyla başka şehirlerden işçi getirmesi ortaya çıkmış durumda. Kaz Dağları Ekoloji Platformu, bu durumun ciddi bir ekosistem tahribatına yol açtığını belirterek, Danıştay’ın şu ana kadar bir karar almamış olmasının da mücadelenin seyrini etkilediğini ifade etti. Yapılan açıklamalarda, “Sahada kesim yapan onlarca kişi var. Çorum, Yalova, Denizli ve Tunceli gibi şehirlerden işçiler getirilmiş. Hızlıca kesim işlemlerini tamamlamak için tüm Türkiye’den kesim işçileri getirildiği görülüyor” denildi.
Platformun açıklamalarında, “Hacıbekirler, madenin etki alanı içinde kalan köyümüze oldukça yaklaştı. 1. Sınıf Atık Depolama Tesisi’nin köye olan mesafesi 1 kilometrenin altında olmamalıdır; bu ise açık bir ihlaldir. Ancak, hukuk ve yargı bu durumu ısrarla görmezden geliyor. Yılın son günleri umudumuzu çalanlara inat mücadelemize devam edeceğiz. Bu madeni açtırmayacağız.” ifadeleri yer aldı. Platform üyeleri, “Kaz Dağları için, köylerimiz için bu madenin yolun sonu olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Haklı gerekçelerimiz, bilirkişi raporlarımız önünüzde, bu katliama dur deyin. Köylülerimizin isyanını ve bilirkişi raporunu görmezden gelmeyin.” diyerek Danıştay’a çağrıda bulundu.
DANIŞTAY TATİLE DEVAM
Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Hacıbekirler köyünde bulunan Halilağa Bakır Madeni projesine dair verilen çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu kararının iptal edilmesi için başlatılan davada, Danıştay’ın karar vermesi bekleniyor. Danıştay’ın bu önemli kararı henüz açıklamamış olması, yerel halk ve çevreciler arasında endişelere yol açıyor. Kaz Dağları Ekoloji Platformu, bu durumda Danıştay’ın bir an önce karar vermesini ve çevreyi koruma anlamında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini talep ediyor.
Bu süreçte, hem yeşil alanların tahribatı hem de içme suyu havzalarına olabilecek muhtemel zararlar açısından ciddi endişeler söz konusu. Hacıbekirler ve çevresindeki köylerde yaşayan halk, bu projeye karşı büyük bir direnç gösteriyor. Madenin çevresel etkileri ve doğaya vereceği zararlar üzerine sık sık yapılan toplantılarda, köylüler arasındaki dayanışma duygusu arttığı görülüyor. Yerel halk, madenin açılmasının kendileri açısından yaratacağı tehditleri gözler önüne sererek, adaletin bir an önce tecelli etmesini umut ediyor. Danıştay’ın kararının, çevresel hakların ve yerel halkın yaşam standartlarının korunması açısından kritik bir gelişme olacağı düşünülüyor.