6 Kasım 2024 tarihinde, İzmir’in İnciraltı Kavşağı’nda yaşanan trajik bir kaza, hem aileleri hem de toplumu derinden etkiledi. O akşam saat 19.00 sularında, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait ESHOT otobüsünün sürücüsü Alev Aytar, yolun karşısına geçmeye çalışan Gizem Soylu’ya çarptı. Gizem, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi’nde hemşire yardımcısı olarak çalışmaktaydı. Kazanın ardından bölgeye sevk edilen sağlık ekipleri, ağır yaralanan Gizem’i Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne taşıdı. Ancak, tüm müdahalelere rağmen Gizem Soylu kurtarılamadı ve hayatını kaybetti. Kazanın ardından bölgedeki bir güvenlik kamerası, talihsiz olayı kaydetti. Gizem Soylu, 7 Kasım’da Hacılarkırı Mezarlığı’na defnedildi ve sevenlerinin gözyaşları arasında toprağa verildi.
Kaza sonrasında, Alev Aytar gözaltına alındı. Yasal işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen Aytar, “taksirle öldürme” suçlamasıyla tutuklandı. Hakkında hazırlanan iddianamede, Alev Aytar için 6 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayan davanın ilk duruşmaları kamuoyunun dikkatini çekti. Geçtiğimiz 2 Ocak’ta görülen ikinci duruşmada, tutuklu sanığın ev hapsine çıkarılmasına karar verildi.
Gizem Soylu’nun ailesi, özellikle de hayatta kalan kardeşi Sinem Soylu, yaşadıkları acıyı dile getirerek adalet talebinde bulundu. Sinem Soylu, 10 yıl arayla annesini ve babasını kaybettiği, daha sonra ikiz kardeşi Gizem’i de kaybetmenin verdiği derin üzüntüyü ifade etti. “Bu bayram, onsuz bir bayram geçiyorum. Onsuz hayata dayanamıyorum,” diyerek hislerini aktaran Sinem, kardeşiyle her bayram mezarlıkta buluşarak hem anneleri hem de babalarıyla birlikte bayramlaştıklarını söyledi. Kardeşi Gizem’in hayatına son veren otobüs şoförüne yönelik tepkisini de dile getiren Sinem, “O şoför, hayatımı bitirdi. Gizem’i elimden aldı. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Hukukun verebileceği en ağır cezayı almasını talep ediyorum,” dedi.
Sinem Soylu, bayramlarda her zaman kendisine çiçek alan ve üzerine not bırakan Gizem ile olan ilişkilerini hatırlayarak, “Geçen bayramda da yine bana çiçek almıştı. Üzerine de bir not bırakmıştı. Notta ‘Seni çok seviyorum. Her şeyin üzerine hak ediyorsun. Senin her zaman yanındayım. Her şeyim. Kardeşin Gizem’ yazmıştı,” diye konuştu. Sinem, kardeşiyle bağlarının ve verdiği sözlerin onsuz nasıl boşta kaldığını hissettiğini belirtti. Bu kayıplarının, onun için hayatta kalan tek aile üyesi Gizem olduğunu vurgulayarak, kayıpların getirdiği boşluğun kolayca doldurulamayacağını ifade etti.
Kazanın ardından ortaya çıkan bu olay, şehirdeki toplumsal duyarlılığı ve güvenlik konusunu yeniden gündeme taşımış durumda. Ulaşım güvenliği, kuralların uygulanması ve hem sürücülerin hem de yayaların dikkatli olması gerektiği vurgusu, yetkililer tarafından tekrar gündeme getirilmiştir. Alınan tedbirlerin, böyle trajik olayların önüne geçmek için yeterli olup olmadığı sorgulanmaktadır. Olay, aileler için bir hayat kaybı olarak kalmanın ötesinde, toplumu düşündüren, bireylerin hayat standartlarını koruma gayesiyle daha dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatan bir örnek teşkil ediyor.
Sizin için burada toplanan bu trajik olay, sadece bir kaza olarak değil, sevilen birinin kaybı ve geride kalanların yaşadığı derin bir acı olarak öne çıkmaktadır. Sinem Soylu’nun anlatıml
