Kazdağları bölgesindeki doğa savunucuları, Cengiz Holding’in işletmek istediği feldspat madenine karşı duruşlarını sürdürürken, Çanakkale 2. İdare Mahkemesi önemli bir karar alarak, projeye yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu karar, bölge halkının doğayı koruma mücadelesinin bir zaferi olarak yorumlandı. Mahkeme, Cengiz Holding’in talep ettiği çevresel etki değerlendirmesi ile ilgili ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Böylece, söz konusu madencilik faaliyetinin çevresel etkilerinin telafisi güç veya imkansız olabileceği belirlendi.
Halk ve çevre gönüllüleri bu süreçte, Cengiz Holding’e ait Truva Bakır A.Ş. tarafından yürütülmek istenen Halilağa Bakır Madeni Projesi için de Danıştay’dan benzer bir yürütmeyi durdurma kararı beklediklerini ifade ediyorlar. Bu durum, yerel halkın projeye karşı olan direnişinin devam ettiğinin ve hukuksal zeminde mücadelelerini sürdürdüklerinin bir göstergesi. Çevreciler, alınan kararların çevreyi koruma adına önemli adımlar olduğunu vurguladı.
ÇEVRECİLERE RAĞMEN KIYIMI SÜRDÜRÜYOR
Ancak bu durum, Cengiz Holding’in bölgedeki ağaç kesme faaliyetlerini durdurmaktan uzak olduğu anlamına geliyor. Cengiz Holding’e bağlı şirket, Çanakkale’nin Çan ve Bayramiç ilçeleri arasında bulunan Hacıbekirler Köyü’ndeki ormanda, tüm itirazlara rağmen, ağaç katliamını sürdürmeye devam ediyor. Bu durum, yerel halkın ve çevrecilerin tepkisini artırıyor. Ormanların kesilmesi, bölgenin ekosistemine zarar verebilir ve doğal güzelliklerin yok olmasına yol açabilir. Bu nedenle, çevre aktivistleri, bu tür maden projelerine karşı daha tutarlı bir mücadele yürütmekte kararlılığını sürdürüyor.
Cengiz Holding’in çevre katliamı olarak nitelendirilen bu durum, birçok insanın endişe ve tepki göstermesine sebep oldu. Söz konusu maden projesinin doğayı tahrip etmesi ve insan sağlığını tehdit etmesi, yerel halkın yaşam kalitesini düşürebilir. Çanakkale 2. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararı, bu tür potansiyel tehditlere karşı önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Çevre koruma kuruluşları, mahkemenin kararlarıyla birlikte, yasaların bir kez daha doğanın korunması yönünde işleyişte önemli bir rol üstlendiğini vurgulamaktadır.
Tüm bu gelişmelere dikkat çeken halk, Cengiz Holding’in çevresel etkilerini göz ardı eden çalışmalarını durdurması için daha fazla duyarlılık gösterilmesi gerektiğini savunuyor. Yerel halk, doğalarını korumak adına hem mahkeme kararlarını hem de çevresel savunma mekanizmalarını desteklemeye devam edeceğini ve bu süreçte mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ediyor. Dolayısıyla, bu durum hem yasaların hem de yerel halkın doğayı korumak için birleştiği bir mücadele olarak öne çıkmaktadır.