Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Haziran ayı toplantısına Yükselen Türkiye Enstitüsü’nün daveti üzerine katıldı. Toplantıda Kılıçdaroğlu’na Süheyl Batum, Teyfik Altınok, Bülent Kuşoğlu, Metin Lütfü Baydar ve Metin Işık eşlik etti. Üsküdar’daki bir otelde gerçekleşen toplantıda dernek üyelerinin konuşmalarını dinleyen Kılıçdaroğlu, kürsüye çıkarak bir konuşma yaptı. Basına kapalı devam eden toplantıdan sonra soruları yanıtsız bırakarak otelden ayrıldı.
Kılıçdaroğlu konuşmasında ülkenin geçmişine ve demokrasiye vurgu yaparak, Türkiye’nin hızlı gelişimini ve büyümesini engellemek isteyen emperyalist güçlerin olduğunu belirtti. Kimlik üzerinden siyasetin, yıllarca ülkeye zarar verdiğini ve gençlerin hayatını kaybetmesine sebep olduğunu dile getirdi. Ülkenin zengin bir kimliğe sahip olduğunu, fakat kimlik üzerinden yapılan siyasetin ülkeye düşmanlık dayattığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu Türkiye’nin inanç üzerinden siyaset yapması nedeniyle gerçek hedeflerine ulaşamadığına dikkat çekti. Ülkenin insanlarını ayrıştıran yaşam tarzı ve inanç politikalarının enerjiyi tükettiğini ve Türkiye’nin beklenen büyümeyi sağlayamadığını belirtti. Türkiye’nin barışmak için çabaladığı ülkelerle olan kavgalarını sorgulayarak, Türkiye’nin milli kimliğini kaybettiğine dikkat çekti. Kendi halkına huzur ve barışı sağlamak için çaba harcaması gerektiğini ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de yolsuzluğun ciddi bir sorun olduğunu ve bu konuda meclisin duyarsız kaldığını belirtti. Vergi ödenmesine rağmen vergilerin nereye harcandığının hesap edilmediğini söyleyerek, demokrasinin gelişmesi için vergilerin hesabının sorulması gerektiğini vurguladı. Planlama eksikliğinin ülkenin gelişimini engellediğini ve her alanda planlama yapılması gerektiğini dile getirdi. Türk halkının vergilerin nerelere harcandığını sorgulamadığı sürece egemen güçlerin ülkeyi yönetmeye devam edeceğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin geleceği için halkın sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini ve ülkenin mutlu, huzurlu ve kalkınmış bir şekilde ilerlemesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini belirtti. Son olarak, Türkiye’nin potansiyelinin farkında olunması ve doğru politikalarla bu potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak konuşmasını noktaladı.