Kıbrıs’ta Türklerin Rumlar tarafından uğradığı baskı ve zulmün önüne geçmek ve Ada’da barış ve huzuru sağlamak amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümü ve 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı, bu yıl KKTC’de daha geniş çaplı tören ve etkinlikler ile kutlanıyor.
İnsan yaşamına dair ilk izlerin M.Ö. 10 bin ila 6 bin yılları arasındaki döneme kadar uzandığı Kıbrıs’ta Bronz Çağından olan arkeolojik kalıntılar Girit uygarlığındaki kalıntılarla eşleşir. M.Ö. 1200’lerde Akad yerleşimleri, sonra sırasıyla Hitit, Mısır, Asur ve Fenike, Pers, Helenistik yönetimler görürüz. Milattan sonra yaklaşık üç asır devam eden Roma, ardından Bizans, Lüzinyan, Venedik, Osmanlı dönemi şeklinde devam eder. Bu Kıbrıs’ın kanlı tarihini anlamaya yetmez. Roma karşıtı Yahudi isyanları 115 yılında Kıbrıs’a sıçradı ve Kitos Savaşı yaşandı. Sadece bu değil mesela Bizans Dönemi’nde Despot İssakios adayı denetimine aldı.
İngiliz egemenliği 19. yüzyılın ikinci yarısında Büyük Britanya, 1869’da Süveyş Kanalı’nın da açılmasıyla Kıbrıs’la daha yakından ilgilenmeye başladı. Hem kolonisi Hindistan’a Afrika kıtasını dolaşmadan ulaşımı sağlayan kanala tehdit oluşturmaması hem de bir ikmal noktası olması bakımından Kıbrıs’ı gözüne kestiren Britanya İmparatorluğu, aradığı fırsatı 1878’de yakaladı.
EOKA terörü Rumlar ilk olarak 1930’lu yıllarda, kilisenin öncülüğünde İngiliz yönetimine karşı seslerini yükseltmeye başladı ve bu ses daha sonra isyana dönüştü. Rumlar 1950’li yıllardan itibaren Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamayı hedefi olan Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla girişimlere başladı. Bu bağlamda, diplomatik girişimlerden istenen sonuçları alamayan Rumlar Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla 1955 yılında EOKA adlı yeraltı örgütünü kurdu.
Türk Mukavemet Teşkilatı EOKA’nın Kıbrıslı Türkleri yok etme planına karşılık Volkan, Karaçete, 9 Eylül Cephesi, Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği adı altında Kıbrıslı Türklerin savunmalarına yönelik gruplar oluşturuldu. Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Başkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs Türk Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Türkiye Konsolosluğunda görevli Kemal Tanrısevdi daha etkili bir mücadele için 1957 yılı kasım ayında Türk Mukavemet Teşkilatı’nı (TMT) kurdu.
Görüşmelerden sonuç çıkmadı 1968 yılında taraflar arasında müzakereler başlatıldı. Haziran 1968’de Rum liderlerinden Glafkos Klerides, Makarios’un temsilcisi, Denktaş da Dr. Küçük’ün temsilcisi olarak ilk görüşmelere başladı. Denktaş, 1960 antlaşmalarında içte Türk-Rum, dışta Türkiye-Yunanistan arasında garantilenen dengelerin bozulmaması kaydıyla, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortaklarından biri olarak bölgesel otonomi önerdi ve görüşmeler Türkiye’den ve Yunanistan’dan uzmanların da katılımı ile 1974’e kadar devam etti.
Darbe Kıbrıs Türklerinin, ortaklık devletinin yönetiminden uzaklaştırılmalarının ardından Rumlar arasında fikir ayrılıkları başladı. Terör örgütü EOKA mensupları arasındaki görüş ayrılıkları, Türkiye’nin müdahalesinden endişe eden ve Kıbrıs Türklerini ekonomik yoldan bitirmeyi dileyen Rum lider Makarios ve daha hızlı sonuç alınmasını isteyen eski cuntacılardan oluşan EOKA-B mensuplarının karşı karşıya gelmesine sebep oldu.
Kıbrıs Cumhuriyeti ve sistematik saldırılar Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile Kıbrıs Türkleri ve Rumlar arasında 1959’da imzalanan Zürich ve Londra anlaşmalarıyla kuruldu. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantör devletleri oldu. Türkler ve Rumlar arasındaki ortaklık temelinde, 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda iki halka eşit siyasi hak ve statü verildi. Rum tarafı, Ortaklık Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Kıbrıs Türklerini devlet kurumlarından uzaklaştırma, Ada’daki varlıklarını sonlandırma ve Enosis yolunu açmaya yönelik faaliyetlerini sürdürdü.
Kanlı Noel Rumlar, Enosis’e ulaşma hedefiyle silahlanarak, Yunanistan’ın da desteğiyle, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türklerine karşı baskı, zulüm ve ambargoyu durmaksızın devam ettirdi. Kıbrıslı Türklere verilen hakların geri alınması ve onları azınlığa indirgeme amacıyla o dönemin Cumhurbaşkanı III. Makarios Anayasa’da değişiklik talebinde bulundu. Makarios, Türklere verilen hakların geri alınması için 1960 Anayasası’nın işlemediğini öne sürdü ve 30 Kasım 1963’te Anayasa değişikliği için 13 madde içeren bir öneri sundu. Öneriler arasında Türk cumhurbaşkanı yardımcısının veto hakkının kaldırılması da yer alıyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük ve Türkiye, 16 Aralık 1963’te önerileri reddetti. Önerilerin reddedilmesiyle birlikte, Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıslı Türkleri adadan yok etmek amacıyla kapsamlı ve sistematik saldırılara başladı.
Erenköy direnişi Kıbrıslı Türklerin, Erenköy ve Yeşilırmak’tan başka güvenli kıyısı kalmayınca Rum birlikleri, Erenköy’e de saldırmaya başladı. Erenköy’ü korumak için eğitim aldıkları ülkelerden gizlice bölgeye gelen, çoğunluğu üniversite öğrencilerinden oluşan 500’e yakın Türk mücahidi, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) direnişçileri ve bölge halkıyla birlikte eldeki kıt imkanlarla destansı bir direniş sergiledi.
Erenköy direnişi sayesinde, Kıbrıslı Türklerin Türkiye ile tek deniz bağlantısı olan ve silah ikmali için bir köprübaşı konumundaki Erenköy’de Rum saldırıların geri püskürtüldü.