CHP’nin kayyum iddiaları etrafında gelişen tartışmalar sonucunda olağanüstü bir kurultay yapma kararı alması, parti içinde kimi belirsizlikleri ve tartışmaları da beraberinde getirdi. Bu durumun en önemli boyutlarından biri, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan adayı olup olmayacağı meselesiydi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partinin tüzüğünden aldığı yetki ile 15 gün sonra olağanüstü kurultayı toplayacaklarını duyurdu. Bu açıklamanın hemen ardından, mahkeme sürecinin etkileri ve Kılıçdaroğlu’nun adaylık durumu merak konusu haline geldi.
Olayların gelişimi üzerine Kılıçdaroğlu, ilk kez değerlendirmelerde bulundu. Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeyi ve karşılıklı konuşmaları köşesinde ayrıntılı bir şekilde kaleme aldı. Kılıçdaroğlu’na kurultayda genel başkanlığa aday olup olmayacağı sorulduğunda, akıllardaki soru işaretlerini doğrudan yanıtladı.
Açıklamalarında, CHP’nin olağanüstü kurultayının 6 Nisan’da yapılacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, mahkemenin kurultaya tedbir koyma ihtimalinin gündemde olduğunu ancak bunun mümkün görünmediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, olağanüstü kurultay kararı alındığında yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer vermişti:
“Cumhuriyet Halk Partisi; kuruluştur, kurtuluştur ve umuttur. İlk direniştir ve teslim alınamaz son kaledir. Hukuksuz müdahalelere maruz bırakılamaz. Partimizin sayın genel başkanı ve genel merkez yönetimimizi, aldıkları olağanüstü kurultay kararından dolayı kutluyorum. Bu karanlık ve zor günleri hep birlikte, el ele, omuz omuza aşacağız.”
Kılıçdaroğlu, olağanüstü kurultayda genel başkanlığa aday olup olmayacağına dair sorulara çeşitli yanıtlar vererek, asıl önceliğinin partinin demokratik bir kurultay yapması olduğunu ifade etti. “Ben ilk genel başkanlıktan beri hiçbir zaman çıkıp ‘Genel başkan adayıyım’ demedim,” diyerek, adaylık konusundaki belirsizliği sürdürdü.
O, genel başkan adayı olma yönünde hiçbir taahhütte bulunmadığını ve bu konuda kesin bir ifade vermediğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, “Benim söyleyeceğim partinin demokratik bir kurultay yapmasıdır,” diyerek, partinin kararlarının önemine vurgu yaptı. “Dolayısıyla o mesajımın arkasındayım. Alınan doğru bir karardı. Hiçbir zaman ‘Ben adaylığa, genel başkanlığa talibim’ diye hiçbir yerde ifadem olmadı. Kurultayda kimi seçerse, doğrusu o olur,” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun tutumu, CHP içerisindeki birçok tartışmayı alevlendirmiş ve partidaki dinamiklerin nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları sunmuştur. CHP’nin 6 Nisan’da yapacağı olağanüstü kurultayda, kurultay delegeleri ve partililerin bu kritik karar sürecinde Kılıçdaroğlu’nun halk nezdinde ve parti içinde nasıl bir etki yaratacağı merak ediliyor. Kılıçdaroğlu’nun duruşu, hem seçim süreçlerinde hem de parti içi siyasi mücadelelerde etkili bir unsur olmayı sürdürüyor.
Özel’in kurultay çağrısının ardından yaşanan gelişmeler, CHP içerisinde eski ve yeni isimler arasında bir seçim yarışının doğmasını sağlamış durumda. Bu durum, parti tabanında farklı isimlerin ve yaklaşımların gündeme gelmesine sebep olabiliyor. Adalet ve Demokrasi arayışında olan bir siyasi parti olarak CHP’nin içindeki dinamikler, dönemsel değişimlerle şekillense de Kılıçdaroğlu’nun devam eden etkisi göz ardı edilebilir bir durum değil. Gelecek dönemlerde, kimlerin öne çıkacağı ve partinin yönünün ne olacağı merakla bekleniyor
