Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yakın zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretten yargılandığı dava duruşmasına katılarak burada savunma yaptı. Dava, Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olup, Kılıçdaroğlu hakkında “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla 11 yıl 8 aya kadar varan hapis cezası talep edilmektedir. Bu suçlamaların temelini ise, 30 Mart 2014 yerel seçimleri sırasında Mersin’de yaptığı konuşmalarda dönemin Başbakanı Erdoğan’a yönelik sarf ettiği hakaret dolu ifadeler oluşturuyor.
Duruşma öncesinde, CHP’ye yönelik “Safları sıklaştırın” çağrısıyla dikkat çeken Kılıçdaroğlu, aynı zamanda 14 Ocak 2025 olarak belirlenen duruşma tarihinin öne alınması için de mahkemeye dilekçe yazdığı bilgisi aktarılmıştır. Duruşma esnasında Kılıçdaroğlu’na milletvekilleri Özgür Özel, Mansur Yavaş ve diğer destekçileri eşlik etti. Duruşma salonundaki gerilim, CHP içindeki bölünmeyi gözler önüne sererken, Kılıçdaroğlu’nun savunmasını bir güç gösterisi olarak değerlendiren yorumlar da yapıldı.
Bu davanın ilginç boyutu ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanına hakaret davaları için affetme açıklaması yapmış olması. Erdoğan, dönemin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında açılan davada da şikayetçi olmamış ve davayı geri çekmiştir. Bilgiler doğrultusunda, Erdoğan’nın 2016 yılı Ağustos ayında Erdemli 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ne dilekçe vererek davadan çekilmesi gündeme gelmiştir. Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Erdoğan’ın bu duruma dair dilekçesini kendi köşesinde paylaşarak ayrıntılarına dikkat çekmiştir.
Dilekçenin bazı bölümleri dikkat çekici ifadeler içermektedir. “Şikâyetçi olmadığımız ve katılma talebimiz bulunmadığını bildiririz.” yazılı dilekçede, Erdoğan’ın 29 Temmuz 2016’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaptığı bir konuşmaya da atıfta bulunulmuştur. Erdoğan, o açıklamada “Ben şahsıma yönelik her türlü saygısızlığı ve hakareti bir kereye mahsus affediyorum ve davalarımı çekiyorum” ifadelerini kullanmış, bu durumu toplumun huzuru için bir gereklilik olarak değerlendirmiştir.
Dilekçede ayrıca, “Milletimiz makamı, ülkesi ve bağımsızlığı için birlik ve beraberlik içinde hareket etmelidir. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımız, sanık hakkında şikayetçi olmamıştır ve katılma talebi de bulunmamaktadır” diye belirtilmiştir. Sonuç olarak, Kılıçdaroğlu’nun yargılandığı dava, Erdoğan’ın mahkemeden çekilmesi sebebiyle 2017 yılında açılan kamu davası kapsamında sürdürülmektedir. Kılıçdaroğlu’nun bu durumu ve parti içi bölünme, Türk siyasetinde önemli bir gündem maddesi olarak öne çıkmaktadır.
Böylelikle, Türkiye’deki siyasi arena, mahkeme süreçleri ve kişisel çatışmaların gölgesinde yeni bir boyut kazanmaktadır. Kılıçdaroğlu’nun duruşma sürecindeki tavırları ve Erdoğan’ın önceki kararları, bu davanın toplumsal algısı üzerinde de önemli etkilere sahip olabilir.