Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından açılan davada savunması için talimatla ifade vermesi gereken Kemal Kılıçdaroğlu, avukatı ile birlikte Ankara Adliyesine geldi. Bu süreç, Kılıçdaroğlu’nun hukuk mücadelesi ve siyasi durumu açısından önem taşıyan bir durumdu.
Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesinde gerçekleştirilen talimat duruşması, Kılıçdaroğlu ailesinin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve çok sayıda partili tarafından takip edildi. Ancak mahkeme salonunun fiziki koşulları sebebiyle basın mensuplarının içeri alınmadığı dikkat çekti.
Davaya dair edinilen bilgilere göre, Kılıçdaroğlu savunmasında, söylediklerinden dolayı herhangi bir pişmanlık hissetmediğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, yaşamı boyunca alnının teriyle kazanmış olduğunu, çocuklarını helal lokma ile büyüttüğünü belirtti ve “Çok büyük bütçeler yönettim, her zaman ve her adımımda fakir-fukaranın parasını ve çıkarını gözettim. Milletimi ve devletimi her zaman sevdim, onlara sadakatten hiç ayrılmadım.” şeklindeki ifadeleriyle, toplumla olan bağını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, geçmişte çeşitli suikast girişimleri, linç girişimleri ve fiziksel tehditlerle karşılaştığını belirterek, devlet ve millet sevgisini asla yitirmediğini vurguladı. Hatalarının ve üzüntülerinin olduğunu kabul eden Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, ‘Kılıçdaroğlu’nu aileme emanet ediyorum’ diyen ‘milliyetçi ve vatansever’ olarak bildiklerimiz, işbirlikçi çıktı.” diyerek, onlara inandığı için pişmanlık duyduğunu, tehlikeleri daha iyi anlatamadığını ve sahtecilik ile mücadele edemediğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, bu devleti ve onun asıl sahibi olan milleti, gelişen dünyadan geri bırakanlarla mücadele etmeye kararlı olduğunu ifade etti. “Herkes bilsin ki bu aziz millete tarih önünde son vazifemi yerine getireceğim. Bu benim namus borcum ve son yürüyüşümdür.” diyerek siyasi duruşunu net bir şekilde ortaya koydu.
Ayrıca, savunmasını şu sözlerle tamamladı: “Buradan milyonlar adına sesleniyorum. Başta büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün kuvvacı kahramanlara selam olsun. Devletin bekası ve milletin salahiyeti için canını hiçbir zaman sakınmamış bütün vatanseverlere selam olsun.” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine olan bağlılığını bir kez daha vurguladı. Bu bağlamda, yurtdışına çıkmış ama geri döneceklerine inandığını söylediği 300 bin gencin önemine de dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Yaşasın Türkiye, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.” şeklindeki ifadeleriyle ulusal bir çağrıda bulundu.
Savunmasını tamamladıktan sonra duruşma salonundan ayrılan Kılıçdaroğlu’na, CHP Genel Başkanı Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş ve partililer eşlik etti. Duruşma nedeniyle Ankara Adliyesi çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Polis ekipleri, adliyeye gelenleri kimlik kontrolleri ile içeri aldı. Duruşma için çok sayıda partilinin adliyeye gelmesi dikkat çekti.
Mahkeme salonunun bulunduğu koridorda duruşmayı takip etmek isteyen avukatlar ve izleyiciler yoğunluğa neden oldu. Avukat ve basın mensuplarının salona giriş talepleri kabul edilmediği için kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Koridorda toplananlar, salon kapısına vurarak “savunmaya öncelik”, “savunma hakkı engellenemez” ve “hak, hukuk, adalet” sloganları attılar. Kılıçdaroğlu’nun salona girmesiyle birlikte gerginlik daha da