CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) içindeki kurultay sürecine dair çeşitli senaryolar ve olasılıklar, özellikle eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden bu göreve dönmesi hakkında gündeme gelmeye devam ediyor. CHP’nin olağanüstü kurultay kararı alması ile birlikte, bazı kulislerde partinin kayyuma devredilmesi veya 38. Olağan Kurultayı’nın ‘yok hükmünde’ sayılması gibi ihtimaller üzerinde duruluyor. Bu tartışmalar, CHP’nin geleceği açısından oldukça kritik bir dönemi işaret ediyor.
Parti içinde kayyum atanma olasılığının zayıfladığı görüşü, 6 Nisan’da alınan olağanüstü kurultay kararından sonra yaygınlaşmış durumda. Kayyum atanmasının, en geç 45 gün içerisinde olağanüstü kurultay kararı almak zorunda olduğu vurgulanarak, CHP’nin şimdiden bu kararı almış olması, kayyum atama gereksinimini ortadan kaldırıyor. Bu durum, partinin mevcut yönetim yapısının korunacağına dair bazı güvence ve umutlar da yaratıyor.
Ancak, BBC Türkçe’de Ayşe Sayın’ın aktardığına göre, CHP kulislerinde en ciddi tehditlerden biri, 38. Olağan Kurultayı’nın ‘yok hükmünde’ sayılması ihtimali üzerine yoğunlaşıyor. Böyle bir karar, geçmişte CHP’yi yöneten Kılıçdaroğlu ve ekibinin yeniden partinin başına geçmesi anlamına gelebilir. Bu durumun gerçekleşmesi, Kılıçdaroğlu’nun siyasi geleceği açısından oldukça önem taşıyan bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, 2023 kurultayında “iradeleri fesata uğratılan delegelerin oylarının” genel başkanın da dahil olduğu seçim sonuçlarını etkileyecek kadar yüksek olması durumunda, yapılan seçimlerin geçersiz olacağına dair bir tartışma başlattı. Bu noktada, özellikle İstanbul İl Kongresi’nde en fazla delegenin seçilmesi sebebiyle, bu kongrenin iptal edilmesi durumunda 38. Olağan Kurultayı’nın iptal edileceği iddiaları, parti kulislerinde gezinmektedir.
CHP içindeki bu karmaşık durum, aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun durumu üzerindeki etkilerin de önemini artırıyor. Eğer kurultay yok hükmünde sayılırsa, Kılıçdaroğlu’nun hangi adımları atacağı, partinin geleceği açısından büyük bir belirleyici olabilir. Kılıçdaroğlu’na yakın bazı isimler, böyle bir durumda Kılıçdaroğlu’nun partiyi yalnız bırakmayacağı ve en kısa zaman içinde tekrar kurultay çağrısında bulunacağı düşüncesini savunuyorlar.
Öte yandan, bazı CHP milletvekilleri, kurultayın yok hükmünde sayılması durumunda sadece Kılıçdaroğlu’nu değil, başka isimlerin de genel başkanlık için yarışa dahil olabileceğini belirtiyorlar. Bu bağlamda, Parti Meclisi için de ciddi bir yarışın olabileceği değerlendirmeleri öne çıkıyor. Örneğin, Lütfü Savaş ile birlikte üç kişinin olağanüstü kurultayın iptali için başvuruda bulunması da bu siyasi sürecin karmaşıklığını ve çekişmelerini gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, CHP içindeki kurultay süreci, birçok belirsizlikle dolu bir dönem olarak ilerliyor. Eski genel başkan Kılıçdaroğlu’nun yeniden partinin başına geçme ihtimali ve olağanüstü kurultayın iptali gibi konular, CHP’nin geleceği açısından kritik öneme sahip. Partinin kararları ve alacağı tutumlar, siyasi arenada büyük yankılar doğurabilir ve bu durum, hem partinin iç dinamiklerini hem de Türkiye genelindeki siyasi denklemleri doğrudan etkileme potansiyelini barındırıyor.