Türkiye’de kira artış oranları, normal koşullarda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine dayanarak hesaplanmaktadır. Ancak, son iki yıl boyunca hükümetin uyguladığı bir düzenleme ile bu artış oranları yüzde 25 ile sınırlandırılmıştı. Bu uygulama, kiracıların yaşadığı ekonomik zorlukları göz önünde bulundurarak getirilmiş bir tedbir olarak değerlendirilmektedir. Ancak 2024 yılına girerken, Temmuz ayından itibaren bu yüzde 25’lik sınırın kaldırılması kararlaştırılmıştır.
Bugünden itibaren, kira sözleşmeleri artık 12 aylık ortalama enflasyon oranı üzerinden belirlenmeye başladı. Bu durum, kiraların belirlenmesi açısından daha dinamik ve ekonomik koşullara duyarlı bir yaklaşımı beraberinde getirecektir. Uzmanlar, bu değişikliği ekonomik istikrar ve kiracıların hakları açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriyor. Kiralama piyasasında meydana gelen bu değişiklikler, kiracı ve kiraya verenler için çeşitli yenilikler ve belirsizlikler içermektedir.
Yüzde 25’lik artış sınırının kalkması, özellikle büyük şehirlerde, kiraların önemli ölçüde artabileceği anlamına geliyor. Yeni düzenleme ile, enflasyon oranlarının hızla yükselmesi durumunda, kiralar da bu artıştan etkilenecek. Böylelikle, kiraların yükselmesi, hem kiracıların hem de kiraya verenlerin için yeni bir denge arayışına girmesi gerektiğini göstermektedir. Kiracılar, yaşam standartlarını sürdürebilmek için kira artışlarının kontrol altında tutulmasını isterken, kiraya verenler de mülklerinin değeri karşısında adil bir kira geliri elde etmek istemektedir.
Öte yandan, bu değişikliğin yaratacağı etkilerin uzun vadede ne olacağı merak konusu. Kira artış oranlarının 12 aylık ortalama enflasyona göre belirlenmesi, piyasa dengelerinin sağlanması açısından olumlu bir gelişme olsa da, yüksek enflasyon oranlarının sürdüğü bir ortamda kiracıların yaşayacağı zorlukların da göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Kiracıların, kira bedellerinin artmasıyla birlikte bütçelerini yeniden gözden geçirecek ve talep edilen kiraları karşılamak için alternatif yollar aramaları muhtemeldir.
Sonuç olarak, Türkiye’deki kira artış oranlarının yeniden belirlenmesi, ekonomik koşullar ve enflasyon oranlarının seyrine bağlı olarak önemli değişimler getirecektir. Hükümetin, kiracıların ve kiraya verenlerin haklarını gözeten bir politika izleyip izlemeyeceği ise önümüzdeki süreçte dikkatle izlenmesi gereken bir konu olacaktır. Gelecek dönemde nasıl bir denge sağlanacağı, piyasanın istikrara ulaşıp ulaşamayacağını belirleyecek en önemli etkenlerden biri olacaktır.