2024 yılının sonlarına yaklaşırken, dünya genelinde iklim değişikliği ve hava olayları hakkında endişe verici bir bildirim yapıldı. Uzmanların çeşitli analizleri, önümüzdeki dönemde, son 50-60 yılın en sert kışını yaşayabileceğimizi ortaya koyuyor. Bu kapsamda, La Nina hava olayına dair önemli bir rapor kamuoyuyla paylaşıldı.
WMO’dan Çarpıcı Rapor
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2024 yılının Aralık ayı ile 2025 yılının Şubat ayı arasında etkileyebilecek hava olayları konusunda yeni bir değerlendirme raporu yayımladı. Raporda, La Nina koşullarının gelişme olasılığı yüzde 55 oranında tahmin ediliyor. El Niño ve La Nina gibi iklim olaylarının küresel iklim modelleri üzerindeki etkisine dikkat çekilen bu rapor, aynı zamanda bu tür tahminlerin erken uyarı ve önlem alma konusunda ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmaktadır. Bu durum, iklimsel değişimlere karşı daha etkin bir hazırlık yapılmasına olanak tanıyor.
“La Nina’nın Etkisi Yetersiz Kalabilir”
WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo, 2024 yılının El Niño etkisiyle kayıtlardaki en sıcak yıllardan biri olarak geçtiğini belirterek, “La Nina, kısa vadeli bir soğuma etkisi yaratabilir, ancak atmosferde rekor seviyelere ulaşan sera gazlarının neden olduğu ısınma etkisini dengelemek için yeterli olmayacak.” şeklinde konuştu. Saulo, bunun yanı sıra, dünya genelinde rekor seviyedeki yağışlar ve sel olaylarının çok sayıda olağanüstü hava olayına neden olduğunu ifade etti.
Uzmanlardan Kritik Gözlemler
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, 2024 yılında izlenilen hava koşullarına ilişkin şu yorumları yaptı:
“2024 yılının başlarından itibaren, Mayıs ayı dışında kalan tüm aylar sıcaklık ortalamalarının üzerinde geçti. Genellikle çok sıcak bir dönemden sonra soğuk bir dönem yaşanır ya da tam tersi bir durum ortaya çıkabilir.” Bu tür hava olaylarının yaşanması, dikkat edilmesi gereken önemli bir iklimsel döngüyü ortaya koymaktadır.
Prof. Dr. Yaşar, geçmişteki iklim olaylarına da değinerek, 2020-2022 yılları arasında çok nadir görülen bir kuraklık dönemine tanık olunduğunu belirtti. Bu dönemde yağışların, 2020 yılında yüzde 12, 2021 yılında yüzde 9 ve 2022 yılında yine yüzde 12 oranında azaldığını paylaştı. Bu kuraklık döneminin, doğanın Süper El Niño olgusu ile telafi edilmeye çalıştığını, ancak bunun da Dubai, Sahra, Brezilya ve Avrupa gibi bölgelerde rekor seviyelerde sel olaylarına yol açtığını vurguladı.
Sonuç olarak, bütün bu veriler doğrultusunda, Prof. Dr. Yaşar, 2024-2025 kışının son 50-60 yılın en soğuk dönemlerinden biri olabileceğine dikkat çekmektedir. İklim değişikliği, hava olaylarını şekillendiren ve etkileyen temel bir unsur olarak, gelecekte daha fazla araştırma ve önlem alınmasını gerektirmektedir.