Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte grip vakalarındaki artış, sağlık uzmanlarını doğal destekler hakkında daha fazla düşünmeye yönlendiriyor. Bu bağlamda, gün içerisinde üç çorba kaşığı sirke tüketiminin, sağlıklı bir yaşam sürmeye katkı sağladığı konusunda önemli bilgiler sunulmaktadır. Sirkenin antimikrobiyal özellikleri sayesinde iltihapları azaltmada önemli bir etkiye sahip olduğu, yapılan araştırmalarla da desteklenmektedir.
İSTANBUL (İGFA) – Kış aylarında grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıkların artmasıyla beraber, uzmanlar sirkenin antimikrobiyal özelliklerine dikkat çekmektedir. Bu doğal ürünlerin özellikle kış döneminde tüketiminin artması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, sağlıklı beslenme ve bağışıklık sistemini güçlendirme konularında sirkenin rolünü ön plana çıkarmaktadırlar.
Uzman Gıda Mühendisi Berna Portakal, son yıllarda elma ve üzüm sirkesi gibi çeşitli sirkelerin sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle ilgili birçok bilimsel araştırmanın yapıldığını belirtti. Bu araştırmalar, sirke tüketiminin glisemik düzenleme, anti-diyabetik özellikler, yağ metabolizmasını destekleme, ülseratif kolit, kolesterol dengesi, karaciğer fonksiyonları, oksidatif stres azaltma, anti-kanserojen etki ve antimikrobiyal özelliklerinden bahsetmektedir. Portakal, bu etkilerin sayısız araştırmada kanıtlandığını ifade etti.
Sirkenin yalnızca yemeklere lezzet katmakla kalmadığını aynı zamanda gıdaları mikrobiyolojik bozulmalardan koruyarak gıda israfının önlenmesinde de etkili bir rol oynadığını belirten Gıda Mühendisi Engin Akçelenk, dünya genelinde birçok markayla iş birlikleri yürüttüklerini belirtti. Ürettikleri sirkelerin, konservelerden turşuya, soslarda ve marine edilmiş ürünlere kadar birçok alanda lezzetlendirici ve koruyucu katkı maddesi olarak kullanıldığını ifade etti. Akçelenk, evde doğal sirkenin gıda israfını önleyici bir koruyucu olarak işlevsel bir şekilde kullanılabileceğini de sözlerine ekledi.
Sirkenin doğallığını korumak için geleneksel üretim tekniklerine sadık kalmanın oldukça önemli olduğunu vurgulayan Akçelenk, gerçek bir sirkenin en az %4 asetik asit içermesi ve yüzde 0,5’ten az kalıntı alkol bulundurması gerektiğini belirtti. Evde yapılan sirkeler genellikle bu oranlara ulaşamadığı için şeker içermektedir ve bu durum, küf oluşumu gibi sorunlara yol açarak toksik etkilere neden olabilir. Bu nedenle, evde üretilen sirkelerin çoğu zaman meyve şarabı ya da meyve kokteyli şeklinde olduğunu ifade etmiştir.
Sonuç olarak, uzmanların belirttiği üzere sirke, sağlık açısından pek çok fayda sağlamaktadır. Günde 3 çorba kaşığı sirke tüketimi, kış mevsiminde bağışıklık sistemini güçlendirmek, iltihapları azaltmak ve gıda israfını önlemek açısından etkili bir doğal çözümdü. Ancak, tüketicilerin sirke üretimi konusunda dikkatli olması ve uygunsuz şekilde yapılan sirkelerden kaçınmaları önemlidir. Gerçek sirkeler, sağlıklı bir yaşam sürdürmek için vazgeçilmez birer doğal destek kaynağı olarak değerlendirilebilir.
