Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler, Türkiye’nin güneyinde büyük bir yıkıma ve iklimsel bir felakete neden oldu. Bu felaket sonucunda binlerce vatandaş hayatını kaybetti ve 11 il, resmi olarak afet bölgesi olarak ilan edildi. Yaşanan bu büyük trajediye yanıt olarak Türkiye’nin dört bir yanından ve dünyadan birçok kuruluş ve birey, depremzedelere yardım edebilmek amacıyla desteklerini sundu. Ancak gelen bağışların nereye gittiği ve nasıl kullanıldığı konusunda önemli sorular da gündeme geldi.
Özellikle Türk Kızılayı, deprem sonrası yardımların toplanmasında çok önemli bir rol üstlendi ve gelen bağışlar üzerinden büyük bir güven endişesi oluştu. Son günlerde, Kızılay’a yapılan bazı bağışlar üzerinde detaylı bir inceleme yapıldı ve bu incelemler sonucunda gözden kaçan bazı detaylar ortaya çıktı.
34 MİLYON LİRALIK BAĞIŞ
Now Haber’den Ali Onur Tosun’un aktardığı bilgilere göre, Japon merkezli bir otomotiv firması ve ABD merkezli bir e-ticaret sitesi, Türkiye’deki depremzedelere toplamda 860 bin Euro tutarında bir bağış yaptı. Türk Kızılayı’nın İstanbul Şubesi’ne yatırılan bu bağış, deprem bölgesinin ihtiyaçları için kullanılması şartıyla gönderildi. Yani, bağışçıların özel talimatlarına göre bu para yalnızca belli bir amaca hizmet edecekti.
Ancak, bu bağış kayıtlara nakdi bağış olarak geçerken, o paranın bir ay boyunca hiç kullanılmadığı, yani depremzedelere ulaştırılmadığı belirtiliyor. Bu durum, Kızılay’ın bağış işlemleri ve paranın kullanımı konusundaki şeffaflıkla ilgili önemli bir tartışmaya yol açtı.
GENEL MERKEZ’E GÖNDERİLMEDİ
Kızılay İstanbul İl Merkezi’ne ait Ziraat Bankası’nın Haliç Şubesi’nde bulunan Euro cinsinden döviz hesabına gönderilen bu bağışın, Kızılay Bağış ve Bağışçı İşlemleri Yönetmeliği gereği, bir sonraki gün Kızılay Genel Merkez hesabına aktarılması gerekiyordu. Ancak bu bağışın, belirtilen süre içerisinde Genel Merkez’e gönderilmediği bildirildi.
20 Mart tarihi itibarıyla, bu hesabın içindeki para, kuru 20,33 TL’den dönüştürülerek Türk Lirası’na çevrildi. Bu durum, bağışların nasıl değerlendirildiği ve bu süreçlerin ne kadar şeffaf olduğuna dair ciddi bir soru işareti oluşturdu. Gözlemlenen bu aksaklıklar, depremzedelere yardım ulaşmadığı gibi, bağışların da yükselen döviz kurlarından etkilenmesine yol açtı.
“YARDIMLARINIZ ÇOK KIYMETLİ”
Kızılay, bağışta bulunan otomotiv firmasıyla iletişime geçerek onların yardım teklifinin çok kıymetli olduğunu belirten bir e-posta gönderdi. Bu mesajda, yardım beklentisi içinde olan halk için yapılan katkıların ne denli önemli olduğu vurgulandı. Ancak bu şartlı bağışın, yani deprem bölgesine ulaşması gereken paranın, gerekli şekilde kullanılmadığı anlaşıldı. Bu durum, Kızılay’a olan güvenin sarsılmasına neden olmakla birlikte, bağış yapacak diğer kişi ve kuruluşları düşündürten bir tablo oluşturdu.
Bu bağışlar ve sonrasındaki gelişmeler, Türkiye genelinde yardım ve dayanışma kültürünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak öte yandan, bu tarz yardımların nasıl yönetildiği ve hangi yollarla depremzedelere ulaştırıldığı da büyük bir önem taşıyor. Bu tür vakalar, onların hayatta kalma mücadelesinde kritik bir öneme sahipken, aynı zamanda toplumsal güvenin yeniden inşası için de gereklidir.
Sonuç
