Salim Güran’ın ifadesinin alınmasının ardından, mahkemede tanıkların dinlenmeye başlandı. İlk tanık olarak ifade veren Arif Güran, kızını kaybetmesinin ardından yaşadığı zor günleri anlattı. Olayın ilk gününden, nasıl hissettiğini şu sözlerle dile getirdi: “Herkes bir şeyler söyledi. Yaklaşık bir hafta yemek yemedim. Bu durum hafızamı etkiledi, halsizlik yaşadım. O günlerde insanlar sürekli mesaj atıyordu. ‘Kızın bende’ diye. Ben hemen bunun üzerine jandarmaya başvuruyordum. Günler geçtikçe telefonuma bakamaz hale geldim; ara sıra uçak moduna alıyordum. Sadece gelen mesajlara bakıyordum. İfadelerinde de söylediğim gibi, benim kimseye zararım olmamıştır.”
Mahkemede devam eden ifade sürecinde Arif Güran, Nevzat Bahtiyar ile olan araç ticaretini de anlattı. “Nevzat’la olan meselesini anlattım. Yaklaşık 20-25 gün önce bir araba alışverişi yapılmıştı. Bu işin benimle bir ilişkisi yok ama o arkadaşım cezaevine girdi. Benim yakamı tuttular ve ‘Parayı sen ödeyeceksin’ dediler. Araç galericisi H.O. ile örfi olarak anlaştık ve bir tutanak da tuttuk. Salim’e yazdık ki bu arabayı Nevzat’tan aldık. Bu araba satıldığında 4 bin TL kârım vardı. ‘80 bin liralık zararı neden ben ödüyorum?’ dedim. Sonrasında Nevzat ile buluştum fakat kesinlikle ‘kabul etmiyorum’ dedi. Aramızda geçen konuşmalar pek sakin değildi. Kekelemesiyle dalga geçtim ve 40 bin liralık zararı, Salim’in evinde paylaşmaya kararlaştırdık. Nevzat’a 10 bin, Salim’e 30 bin ödeyeceğiz diye düşündük. Eğer Nevzat’ın parası yoksa, sıva karşılığı ödeme de teklif edildi.” dedi.
Arif Güran, kızıyla ilgili tespitler üzerine de dikkat çekici ifadeler kullandı: “Bölgedeki askeri üssün kamerasının görüntüleri mevcut. Benim kızım tepeye çıkmamıştı diye ilk günlerde söyledim. Ancak Salim, 18.40’ta köyün kamerasına takılan görüntüsünde hızla ilerliyordu. Üst bölgesinin kamerasına o saatte bakıldığında, ‘Güneş vuruyor’ dediler. Bu insanlar, kızımdan haberdar olmadan saat 19.00’a kadar orada olduğuna dair beyanda bulundular.” Bu noktada Mahkeme Başkanı, “Üs bölgesinin kamera görüntüleri var mı, soracağız.” diyerek durumu netleştireceklerini ifade etti.
Arif Güran, ifadesine devam ederek “Birisi benim kızımı öldürecek ve ben onunla anlaşacak mıyım? Eğer Güran ailesi tarafından benim kızım Nevzat’a teslim edilmişse, bu insana silah doğrultmuşsa, 2’nci, 3’üncü ya da 4’üncü gün gelir, bize söylerdi. O zaman baş tacımız olurdu. Kızımı saklayıp gelip yanıma oturuyorsa, ben o kişiden her şeyi beklerim.” şeklinde konuştu.
Tanık ifadesinde aile meclisi toplantıları hakkında da bilgilere yer veren Arif Güran, “Ali Rıza Güran ile bazen bir araya geliyorduk ama toplu görüşmelerimiz olmadı.” şeklinde bildirdi. Victoria’nın kaybolmasının ardından hissettiklerini ve hissettiği üzüntüyü dile getirerek ifadesini sonlandırdı: “İlk bulunan terlikte benzediğini sordum ama o, benim kızımın terliğine ait değildi. Kimin parmağı benim kızımın kanında varsa, Rabbim o parmakları çürütsün. Gözümde ailem bana bunu yapmaz. Eşimden asla şüphelenmedim; o, saat 17.00’de beni aradığında yemeğe gelecek misin? dedi. Sesinde hiç bir tedirginlik yoktu.”