2025 yılı itibarıyla Türkiye’de Dolar ve Euro gibi döviz kurlarının yanı sıra Türk Lirası’nın (TL) durumu da yakından takip edilmektedir. Son dönemlerde Türk Lirası korumalı mevduat ve katılma hesaplarındaki erime devam etmekle birlikte, bu erimenin hızının belirgin bir şekilde azaldığı gözlemleniyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bülten, KKM hesaplarındaki son dört ayın en düşük haftalık kaybını işaret ediyor.
BDDK’nın 4 Nisan 2025 tarihine ait verilerine göre, KKM hesaplarında bir önceki haftaya göre 14 milyar 154 milyon TL’lik bir azalma yaşanmış durumda. Bu azalışla birlikte toplam KKM bakiyesi 744 milyar 292 milyon TL’ye geriledi. Belirtilen bu rakam, 2025 yılı başlangıcından itibaren kaydedilen en yavaş düşüş olarak dikkat çekiyor. KKM hesaplarındaki bu daha yavaş çözülmenin, piyasalardaki genel durumu olumlu yönde etkileyip etkilemeyeceği merak konusu.
2025 yılı boyunca KKM bakiyesinin kademeli olarak gerilediği gözlemleniyor; özellikle şubat ayında yaşanan ani ve sert düşüşler oldukça dikkat çekici olmuştu. Örneğin, 14 Şubat tarihinde kaydedilen 46,4 milyar TL’lik kayıpla KKM hesaplarında rekor seviyede bir çözülme görülmüştü. Ancak nisan ayının ilk haftasında meydana gelen daha sınırlı düşüş, bu çözülmenin hız kestiğini gösteriyor. Bu gelişmeler, piyasalardaki dalgalanmaların yanı sıra yatırımcı güveninin de etkilenip etkilenmeyeceği hakkında farklı tartışmalara yol açıyor.
KKM’NİN 2025 SEYRİ (TL CİNSİNDEN)
Bu dönemde, kredi hacminin artmaya devam ettiği ise raporlardan net bir şekilde anlaşılıyor. Toplam kredi hacmi 17 trilyon 564,6 milyar TL seviyesinden 17 trilyon 716,4 milyar TL’ye yükselmiş durumda. Bu durum, bankalar arasındaki kredi genişlemesinin sürdüğünü ortaya koyuyor. Özellikle tüketici kredileri 2 trilyon 164,3 milyar TL’den 2 trilyon 186,3 milyar TL’ye yükselerek, bireysel harcamaların artışını destekleyen bir faktör olarak öne çıkıyor. Ayrıca bireysel kredi kartı borçları da 1 trilyon 972,5 milyar TL’ye ulaşarak, borçlanma oranlarının arttığını gösteriyor.
Mevduat camiasında ise durumu pek iç açıcı değil. 21 trilyon 123,7 milyar TL olan toplam mevduat, 4 Nisan haftasında 20 trilyon 978,2 milyar TL’ye düşerek gerileme kaydediyor. Bu durum, bireylerin ve işletmelerin bankalarda tutmayı tercih ettikleri fonların azaldığını gösterirken, ekonomik güven ortamını da sorgular hale getiriyor. Ekonomik durgunluk ve enflasyon gibi faktörler, bu olumsuz sonuçları tetikliyor olabilir.
Öte yandan takipteki kredilerdeki artışın da kaygı verici olduğu gözlemleniyor. Takipteki alacakların 349,1 milyar TL’den 358,3 milyar TL’ye yükselmesi, finansal sistemde riskli alacakların büyüdüğünü gösteriyor. Bu durum, bankaların kredi vermek konusunda daha temkinli olmalarına ve muhtemel riskleri değerlendirmelerine neden olabilir. Sonuç olarak, takipteki kredilerdeki artış, bireylerin borçlarını geri ödeyememesi durumunda nasıl bir seyir izleyeceğini de sorgulatmaktadır.
Sonuç olarak, 2025 yılının ilk çeyreğinde yaşanan ekonomik verilere göre Türk Lirası’nın durumu, bankacılık sistemi üzerinde önemli etkiler oluşturmakta. KKM hesaplarındaki az