Akyazı ilçesi, Osmanağa Mahallesi’nde, sıradan bir gün bir kadının yaptığı bir iyilik sonucu yaşanan dehşet verici bir olay meydana geldi. H.Y. isimli kadın, iki adet horozunu komşusuna vermesiyle başlayan olaylar zinciri, onun oğlu İ.Y.’nin öfkesini tetikledi. İddiaya göre, bu durum İ.Y.’yi o kadar kızdırdı ki, eline aldığı bir tüfek ile neler yapabileceğini düşünmeden hareket etti.
İlk olarak, İ.Y. bahçelerine girerek burada bulunan 7 tavuğa hedef aldı. Tüfeğini ateşleyerek hayvanlara acımasızca saldırdı ve bu 7 tavuğu telef etti. Ancak bu olayla yetinmeyen İ.Y., bir süre sonra dayısının ikamet ettiği apartmanın ikinci katındaki balkonunu hedef alarak oraya da ateş açmaya başladı. Bu saldırılar sırasında tüfekten çıkan saçmalar, dayısının evinin camlarına ciddi hasar verdi ve can kaybı olmamasına rağmen ciddi bir paniğe yol açtı. Olayın ardından İ.Y. motosiklete binerek olay yerinden hızla kaçtı.
Olayın duyulmasının ardından, bölgedeki insanlar büyük bir korku içinde kaldı. Olayın ciddiyetini anlayan mahalle sakinleri, durumu hemen jandarma ekiplerine bildirdi. Kısa bir süre içinde, olay yerine gelen jandarma ekipleri, ilk incelemelerini yapmak üzere harekete geçti. Olay yerinde yapılan araştırmalarda, İ.Y.’nin kullandığı tüfeğin atışları sonucunda yere düşen 10 adet boş tüfek kartuşu bulundu. Bu kartuşlar, İ.Y.’nin olay sırasında ne kadar ateş açtığını gösteren somut bir delil niteliğindeydi.
Jandarma ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlatarak, hem İ.Y.’nin kaçış güzergahını belirlemeye çalıştı hem de Akyazı ilçesindeki tüm güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Bu, İ.Y.’nin yakalanması ve olayın aydınlatılması için önemli bir adım olarak değerlendirildi. Olayın hemen ardından, bölgedeki halk arasında da panik ve korku hâkim oldu. Bu tür bir olayın mahallerinde gerçekleşmesi, hem kadın hem de komşularıyla ilişkilerde gerginlik yarattı.
Olayın sebep olduğu yıkım durumu, yasal süreç başlarken yerel halkı da derinden etkiledi. Bu tür olayların neden bu kadar şiddet içermesi gerektiği soruları gündeme gelirken, bölgedeki diğer sakinler olayların bir daha yaşanmaması adına güvende hissetmediklerini dile getirdi. Olayın ardından, H.Y. ve diğer komşular olayla ilgili duydukları korku ve endişeyi açıkça ifade ederek, şiddet içeren eylemlerin toplumda nasıl yaralar açabileceğine dikkat çekti. Bu durum, hem yerel halkın bir araya gelerek iletişim sağlaması hem de mağdur olan hayvanların sahipleri için bir anlamda dayanışma örneği haline gelmişti.
Söz konusu olay, hem yerel hem de ulusal medyada geniş yer buldu ve gündeme oturdu. Ülkemizde sık sık karşılaşılan şiddet olaylarına ve hayvan haklarına dikkat çekildi. Olay üzerine yürütülen soruşturmalar, mahallenin huzurunu nasıl sağlanacağı konusundaki tartışmaları artırarak, toplumsal duyarlılık ve suçun önlenmesi gibi konuların önemini pekiştirdi.