Türkiye’nin tarımsal üretimi açısından büyük bir öneme sahip olan Konya, tahıl ambarı olarak bilinen önemli bir bölgedir. Konya’da toplamda 2 milyon 200 bin hektarlık bir ekim alanı bulunmaktadır ve bu alan yılda yaklaşık 2,5 milyon ton buğday üretmektedir. Ancak, bu yıl Konya Ovası’nda yaşanan kış aylarının kurak geçmesi, çiftçiler için büyük bir tehlike arz etmektedir. Geçtiğimiz mart ayında yaşanan kısa süreli kar yağışı, ardından gelen rüzgar nedeniyle hububatın kar örtüsünü kaldırmış durumda. Bunun sonucunda mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları, toprağı kurutarak çiftçilerin ekinlerine daha erken sulama yapmasına sebep olmuştur.
Konya Ziraat Mühendisleri Odası’nın başkanı Burak Kırkgöz, 2025 yılının son derece kurak geçtiğini belirterek, “Geçtiğimiz kasım, aralık ve ocak aylarında Konya Ovası’nın kapalı havzasının yağış alması gereken dönemde bile yağışların azalması söz konusu oldu. Uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 30 oranında bir düşüş yaşandı,” dedi. Kırkgöz, Konya Ovası’nın kapalı bir havza olduğunu vurgulayarak, sulama konusunda yer altı ve yer üstü su kaynaklarının yetersiz kaldığını ifade etti. Azalan yağışlar, bu bölgede ciddi sulama sorunlarına yol açmakta, dolayısıyla kıraç arazilerdeki tarım üretimini olumsuz etkilemektedir. Bölgede, ekilen alanların yaklaşık yüzde 70’i kıraç, yani susuz tarım yapılmakta ve sadece yüzde 30’u sulu tarım yapılan arazilerdir. Yağış eksikliği, bu kıraç arazilerdeki hububatların tam gelişim evrelerini tamamlayamamasına neden olmaktadır.
Kırkgöz, mart ayının ortalarında yaşanan kar yağışının çiftçiler için umut verici olduğunu belirtti. Bu yağışın, buğdayların kardeşlenme döneminde, rekolteyi belirleyecek kritik bir zamanda gerçekleştiğine dikkat çekti. Ancak, ardından gelen lodos rüzgarları, bu kar yağışının buharlaşmasına neden olmuş ve çiftçiler bu yağıştan bekledikleri faydayı görememişlerdir. Bayram sonrası süreçte Türkiye genelinde yağmur beklentileri olduğunu ve Konya bölgesinde de bu yağışların geleceğinden bahsedildiğini dile getiren Kırkgöz, hava sıcaklıklarının normallerin üzerinde seyrettiği için sulu tarım yapan çiftçilerin sulama yapmaya daha erken başlayabileceklerini ekledi. Özellikle bazı bölgelerde toprakta nem kalmadığı için, çiftçilerin sulama işlemlerine başladığını aktarmıştır.
Bununla birlikte, Burak Kırkgöz, çiftçilerin kuyularındaki su seviyelerini kontrol ettirmesinin önemine vurgu yaptı. “Yağış olmadan ve sulama yapılmadan yüksek verim almak oldukça zor. Geçmiş yıllarda yer altı ve yer üstü sularında gözlemlenen ciddi çekilmelerin yanı sıra, çiftçilerin kuyularını kontrol etmeleri gerektiğini vurguladı. Yeşil mahsul ekilecekse, çiftçilerin yeterli su bulunmadığı durumlarda daha az su tüketecek ürünlere yönelmelerinin gerektiğini belirtmiştir. Aksi halde, mısır, pancar ve ayçiçeği gibi yeşil mahsuller su stresine girebilir ve bu da verim düşüşüne neden olabilir.”
Ayrıca, Kırkgöz, meyve ağaçlarında çiçek açma dönemlerinde don riskinin yüksek olduğunu söyledi. Bu dönemde çiftçilerin don zararıyla karşılaşma olasılığının arttığına dikkat çekti ve çiftçilerin bu zararlara karşı yapabilecekleri çok fazla bir şey olmadığını ifade etti. “İnşallah don olmaz ama 25 Nisan’a kadar bu risk her zaman var,” diyerek çiftçilerin bu durumu göz önünde bulundurarak hareket etmelerini önerdi.
Sonuç olarak, Konya Ovası yüzeyel ve yer altı su kaynaklarındaki azalmalar ve yaşanan kuraklık, bölge tarımı için büyük tehditler oluşturmaktadır. Bu durum, özellikle kıraç tarım alanlarında ürün
