Aydın ilinin Bozdoğan ilçesine bağlı olan Örentaht köyü, 2 Kasım 2024 tarihinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kömür ocağı açılması amacıyla acele kamulaştırma işlemlerine tabi tutuldu. Bu durum, köy halkını derinden etkileyerek, tarım alanlarının kömür madenciliği için kullanılmasına karşı itiraz etmelerine neden oldu. Örentaht köyü sakinleri, yaşadıkları yerlerdeki tarım arazilerinin, DYG Madencilik Şirketi tarafından planlanan “Açık Ocak Kömür Madenciliği Projesi” kapsamındaki çalışmalara maruz kalacağını öğrendiğinde harekete geçme kararı aldılar. Danıştay’a başvurarak, bu kararın iptali için dava açtılar.
Kömür Ocağı İçin Kamulaştırma Kararı
Hukukçu Mehmet Çilsal, SÖZCÜ’ye verdiği bir röportajda, Örentaht köyündeki 780 dönüm tarım arazisinin DYG Madencilik Şirketi tarafından işletilmesi planlanan bu projeye ilişkin kamuoyunu bilgilendirdi. 2 Kasım 2024 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı çerçevesinde, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, bölgedeki 58 tarım parseline acele el konulması yönünde yetkilendirildi. Bu durumun, köylülerin geçim kaynaklarını tehdit ettiğini belirten Çilsal, tarım ve hayvancılıkla hayatını sürdüren Örentaht sakinlerinin, topraklarının kömür ocağı için kamulaştırılmasını öğrendiklerinde tedirgin olduklarını ifade etti. Ayrıca, köyde düzenlenen bilgilendirme toplantılarıyla bu konu hakkında halkı bilinçlendirme çabalarının başlatıldığına dikkat çekti.
Köylülerin Tepkisi ve Hukuki Süreç
Köylüler, kendi geçim kaynakları olan tarım alanlarının yok edilmesine karşı durmak ve haklarını savunmak amacıyla bir araya geldi. Latmos Platformu ve Aydın Çevre-Kültür Koruma Derneği (AYÇED) gibi sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak, bu haksız işe karşı çıkarak haklarını yargı önünde arama kararı aldılar. Çilsal, Latmos Platformu hukukçusu olarak, 27 Aralık 2024 tarihinde Danıştay 6. Dairesi Başkanlığı’nda davayı açtıklarını belirtti. Köylülerin, tek geçim kaynakları olan bu tarım arazilerinin kömür ocaklarına dönüşmesini istemediklerini vurguladı.
Bu gelişmeler, ülkemizde çevresel sorunların yanı sıra tarımsal arazilerin korunması konusundaki tartışmaları da gündeme taşımakta. Tarımın, yalnızca gıda güvenliği değil, aynı zamanda yerel ekonomilerin sürdürülebilirliği açısından önemi bir kez daha ortaya çıkarken, köy halkının bu konuda gösterdiği direnç, doğal kaynakların korunumu konusunda toplumsal bilinç oluşturma çabalarını da desteklemektedir.