Türkiye’de bankaların, ülkede yaşanan yüksek enflasyonu gerekçe göstererek milyonlarca müşterisinin kredi kartı limitlerini artırması, ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Bu artış, kumar bağımlılığının önemli ölçüde artmasıyla sonuçlanmaktadır. Artan kredi kartı limitleri, bir yandan tüketicilere daha fazla harcama imkânı sunarken, diğer yandan birçok insanın kumar alışkanlıklarını besleyen bir unsur haline gelmekte ve bu durum ciddi bağımlılıklar yaratmaktadır.
Dijitalleşmenin etkisiyle bankacılık uygulamalarının kolaylaştırdığı süreç, illegal bahis sitelerine erişimin daha da kolaylaşmasına yol açıyor. Bu durum, birçok vatandaşın birikimlerini dakikalar içerisinde kaybetmesine neden olmakta; toplumda kumar bağımlılığı sorununu daha da derinleştirmektedir. Türkiye’nin en büyük sosyal sorunlarından biri haline gelen kumar bağımlılığına dair çarpıcı bir tabloyu, Psikiyatrist ve psikoterapist Prof. Dr. Arif Sevimli, sosyal medya üzerinden paylaştığı analizleriyle ortaya koymuştur.
Prof. Dr. Sevimli, kendi muayenehanesinde son zamanlarda gördüğü hasta sayısının korkutucu bir düzeye ulaştığını belirterek, daha önce meslek hayatında karşılaşmadığı kadar çok kumar, bahis, sanal oyun ve sanal bahis oynamaya yönelik davranış bozuklukları ve bağımlılığı ile karşılaştığını aktarmıştır. Psikiyatrist, bu bağımlılığın genellikle alkol ve madde bağımlılığı ile birlikte görüldüğünü; esrar ve kokain gibi maddelerin sıklıkla bu duruma eşlik ettiğini ifade etmiştir.
Sevimli, bu bağımlılık sorununun toplumda çok büyük sosyal patlamalara yol açabileceği konusundaki endişelerini dile getirerek, özellikle gençlerin dijital ortamda karşılaştıkları bu tehlikeye dikkat çekmiştir. Kumar bağımlılığının, bireylerin hayatlarında ciddi sorunlara neden olmasının yanı sıra, aile yapısını, toplumsal ilişkileri ve genel olarak toplumun ruh sağlığını etkileyen bir boyuta ulaştığını vurgulamıştır. Bu bağımlılıkla baş etmenin, yalnızca bireysel bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğunun bilincinde olunması gerektiğini belirten Sevimli, çözüm için daha kapsamlı adımlar atılması gerektiğinin altını çizmiştir.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye’de kumar bağımlılığının ne denli büyük bir tehdit olduğunu anlamak, toplum olarak harekete geçmeyi gerektiriyor. Bankaların sorumlulukları, dijital platformların düzenlenmesi ve toplumda bu konuda farkındalık oluşturulması gibi alanlarda hem kamu hem de özel sektör iş birliğinin önem taşıdığını söylemek mümkündür. Önleyici tedbirler alınmadığı takdirde, kumar bağımlılığının ve ona bağlı sorunların ilerleyen yıllarda çok daha büyük bir sosyal kriz yaratma potansiyeli bulunmaktadır.