Suriye uyruklu olan Ahmet Arokom ve Abir Arokom çifti, bayramın ikinci gününde tek çocukları Muhammed ile birlikte Kozluca deresi kenarına pikniğe gitmişlerdi. Ancak minik Muhammed, annesi ve babasının yanından ayrılarak derenin kenarında kaybolmuştu. Aile çevresindeki insanlardan yardım istese de sonuç alamayınca Emniyet güçlerinden destek talep etmişti. Kısa sürede oluşturulan arama kurtarma ekibi ve polis dalgıç ekibi, Muhammed’i dere içinde ve çevresinde aramış ve maalesef cansız bedenine ulaşmışlardı.
Muhammed’in cenazesi, Hürriyet Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Mahmudiye Mezarlığı’nda defnedilmişti. Fakat bu acı haberi alan hamile anne Abir Arokom, fenalaşmış ve hastaneye kaldırılarak sezaryen ile doğuma alınmıştı. Aile, aynı gün içerisinde büyük bir acıyla birlikte büyük bir mutluluğu da yaşamışlardı. Anne, erkek bir çocuk dünyaya getirmiş ve bu bebek, kaybettikleri ağabeyleri Muhammed’in ismi verilmişti.
Bu trajik olay, hem aile üyelerini hem de çevresindekileri derinden etkilemişti. Minik Muhammed’in kaybolması ve sonrasında cansız bedenine ulaşılması, tüm insanların yüreklerini dağlamıştı. Ancak bu acı olayın ardından gelen ikinci bebek, aileye bir nebze olsun huzur getirmiş ve yeniden umut ışığı olmuştu. Hayatın içindeki acılarla mutlulukların bir arada olabildiğini gösteren bu olay, çevredeki insanlara da düşündürücü bir mesaj vermişti.
Acı ve mutluluk, o gün aynı ailenin içinde bir arada yaşanmıştı. Muhammed’in kaybı ile birlikte acı çeken aile, aynı zamanda onun doğumuyla mutlu olmuşlardı. Bu zorlu süreçte verdikleri dualar ve dayanışma ile aile, birbirlerine daha da kenetlenmiş ve bu trajik olayın üstesinden birlikte gelmişlerdi. Herkes, yaşanan bu olaydan dersler çıkararak sevdiklerine daha fazla değer verme ve dikkatli olma konusunda daha hassas davranmaya karar vermişti.
