Kayseri’de 16 Haziran günü yaşanan olayda, Yaşar Kılıçkaya ve yeğeni Zeynep Abdullah adlı şahısların, Kocasinan ilçesi Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtı’na balta ile saldırdığı ortaya çıktı. Saat 11.30 sıralarında gerçekleşen bu olay, Meydanda bulunan zabıta ekipleri tarafından fark edildi ve polis ekiplerine haber verildi. 13 darbe izi tespit edilen Atatürk anıtına yapılan saldırı sonrasında, Yaşar Kılıçkaya ile Zeynep Abdullah polis tarafından gözaltına alındı ve adliyeye sevk edildi. İfadelerinde, Hazreti İbrahim’i rüyasında gördüğünü ve kendisinin Mesih olduğunu söyleyen Yaşar Kılıçkaya ile yeğeni Zeynep Abdullah’ın, pişman olmadıklarını ve putları yıkmak istediklerini belirttikleri öğrenildi.
Mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilen Yaşar Kılıçkaya, yaşadıklarını rüyasında gördüğünü ve Hazreti İbrahim’in kendisine Mesih olduğunu söylediğini ifade etti. Zeynep Abdullah ise dayısı Kılıçkaya’yı Mesih olarak gördüğünü ve ona inandığını belirtti. Yaşar Kılıçkaya ve Zeynep Abdullah’ın bu sözleri, yaşanan olayın ardındaki düşüncelerini ve motivasyonlarını gözler önüne serdi. İfadelerinde, işledikleri suçun bir tür inançsal eylem olduğunu belirten şüpheliler, Hazreti İbrahim’in putları yıkmış olmasına atıfta bulunarak, aynı şekilde anıtı da zarar vermek istediklerini açıkladılar.
Kılıçkaya ve Abdullah, suçlarını işlerken bir inanç odaklı hareket ettiklerini ve bu eylemin pişmanlık duymadıklarını belirttiler. Yaptıklarıyla söyledikleri arasında bir çelişki olmadığını savunan şahıslar, inançlarını ve rüyalarını harekete geçirdikleri için suça itildiklerini açıkladılar. Polis ve adli makamlar, yaşanan olayı dikkate alarak hukuki süreci başlattılar ve şüpheliler hakkında tutuklama kararı verdiler.
Kocasinan ilçesi Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtı’na yapılan saldırı, şehirde geniş yankı uyandırdı ve kamuoyunu derinden etkiledi. Olayın ardından güvenlik önlemleri arttırıldı ve benzer eylemlerin yaşanmaması için gerekli tedbirler alındı. Yaşanan bu olay, inanç ve suç kavramları arasındaki ince çizgiyi gözler önüne sererken, toplumda da farklı tartışmalara neden oldu. Aynı zamanda, bireylerin inançlarından kaynaklanan eylemlerin nasıl bir cevapla karşılanması gerektiği konusunda da soruları gündeme getirdi.