Önümüzdeki hafta Brezilya’da düzenlenecek olan G-20 liderler zirvesinin parlamento başkanları versiyonu olan P20 toplantıları, geçtiğimiz hafta Brezilya’nın başkenti Brasilia’da gerçekleştirildi. Bu zirveye Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, 4 gazeteci ile birlikte katıldı.
Bu gazeteciler arasında Sabah Gazetesi yazarı Yavuz Donat, Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Didem Özel Tümer ve ben bulunmaktaydım. G20 Parlamento Başkanları Zirvesi’nin ilk iki gündeki oturumlarında, Numan Kurtulmuş Türkiye’nin dış politikası ve uluslararası meselelerle ilgili düşüncelerini ifade etti.
Kurtulmuş’un önerilerinden biri, İsrail’in Gazze’deki soykırım ve işgali gerekçesiyle Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınmasıydı. Bu durum, uluslararası platformda ilk kez dile getirilen bir görüş olarak kayıtlara geçti. Kurtulmuş, bu tür önerilerin sonuç bildirisine dönüşmesi için tüm katılımcıların onayı gerektiğini, fakat bunun mümkün olmadığını ifade etti. Buna rağmen, bu fikirlerin uluslararası kamuoyunu etkileme potansiyeli oldukça yüksektir.
Brezilya dönüşü uçakta yaptığımız sohbet sırasında, Meclis Başkanı Kurtulmuş bu konunun önemine dikkat çekerek, “Sonuç bildirilerinde Türkiye’nin görüşlerini yansıtan ifadelerin yer alması için çaba gösteriyoruz” dedi. Ayrıca, yine zirve sırasında Orta Doğu ve Gazze konusundaki endişeleri dile getirmek için çeşitli müdahalelerde bulunduklarını söyledi. Brezilya Temsilciler Meclisi Başkanı Arthur Cesar Pereira De Lira ile bu konudaki ikili görüşmelerinin ardından, Orta Doğu’daki gelişmelerin başkanlık açıklamasına dahil edilmesini talep ettiklerini de belirtti.
Ayrıca, Kurtulmuş, bu tür toplantılarda bazı ülkelerin daha önce İsrail’i savunduklarını ancak, artan kamuoyu baskıları ile bu tutumlarını değiştirmeye başladıklarını vurguladı. Gazze konusundaki görüşün, özellikle uluslararası kamuoyunda daha fazla yankı bulduğunu düşündüğünü belirtti.
Toplantılardaki bir diğer dikkat çeken nokta ise, Kurtulmuş’un “Dünya beşten büyüktür”, “Yeni bir dünya kurulmalıdır” ve “Dünyada yeni bir siyasi mimariye ihtiyaç vardır” şeklindeki tezlerinin daha fazla dikkat çekmesiydi. Kurtulmuş, bu fikirlere olan ilginin arttığını belirterek, ilerleyen zamanlarda bu konuların daha da öne çıkacağına inanıyor.
P20 zirvesi süresince, ABD seçimlerinin sonuçlarına dair bilgiler de ortaya çıktı. Brezilya’da bulundukları sırada Donald Trump’ın başkanlığı ezici bir zaferle kazanması, Türkiye ile ABD ilişkilerini doğrudan etkileyen olaylardan biri oldu. Kurtulmuş, ABD seçimlerinin Türkiye ile ilişkiler üzerinde köklü değişiklikler yaratmayacağını düşünerek, Türk-Amerikan ilişkilerinin inişli çıkışlı geçmişine de atıfta bulundu.
Orta Doğu’daki siyasetin, Türkiye-ABD ilişkilerini etkileyeceğini belirten Kurtulmuş, Trump döneminin en önemli dosyasının Suriye ve Suriye’deki PKK/YPG yapılanmasının geleceği olacağını düşündüğünü ifade etti.
Kurtulmuş, “Burada Amerikalıların karar vermesi gereken temel konulardan biri, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye ile işbirliği yapacaklar mı? Yoksa bölgede terör örgütlerine destek vermeye devam mı edecekler?” diyerek, bu durumun iki ülke ilişkilerini belirleyeceğini vurguladı. Türkiye’nin jeopolitik durumu ve NATO’daki yeri göz önünde bulundurulduğunda, uluslararası ilişkilerin dinamik yapısının önemine de değindi.
Dünyanın çok kutuplu bir hale geldiğini ve bu durumun Türkiye açısından avantajlar sunduğunu da sözlerine ekledi. Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla başlayan dönemin sona erdiğini ve artık hiç kimsenin tek başına dünyayı yönetemeyeceğini ifade etti. Kurtul