AYDIN HASAN / Ankara – Milliyet’in edindiği bilgilere göre, Libya’da beş yıl önce gerçekleştirilen askeri harekât, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yakın tarihin en önemli destanlarından birinin yazılmasına vesile olmuştur. Bu süreçte, Halife Hafter’in saldırılarıyla zor duruma düşen Libya’daki meşru hükümet, birçok ülke ve NATO’ya askeri yardım çağrısında bulundu. Bu çağrıya olumlu cevap veren tek ülke ise Türkiye oldu. Türkiye, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırasını imzalamış, ardından da 2 Ocak 2020 tarihinde tezkerenin çıkmasının ardından, 6 Ocak’ta keşif birliğini Libya’ya göndermiştir.
Böylelikle, Türk askeri, Libya’daki meşru hükümetin güçlerine danışmanlık yapmak üzere, Hafter’in güçlerine karşı bir hafta boyunca ölümle burun buruna hava saldırılarına açık bir ortamda görev almıştır. O dönemde, Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, korgeneral rütbesiyle Genelkurmay İkinci Başkanlığı görevini yürütmekteyken, Türk Silahlı Kuvvetleri Libya Askerî Müşaviri olarak atanmıştır. Türk fırkateyni, 12 Ocak 2020 tarihinde Trablus açıklarına ulaşarak hava desteği sağlarken, Türk denizaltısı 39 gün süreyle Akdeniz’in dibinde bekleyişini sürdürmüştür. Ayrıca, Aselsan’ın Korkut hava savunma sistemi ile Kalkan takip ve arama radar sistemleri bölgeye ulaştırılmış, TB2 SİHA’nın da devreye girmesiyle birlikte Libya’daki darbe girişimi Türkiye’nin desteği sayesinde önlenmiştir. Bu destekle, Barış Fırtınası Harekâtı gerçekleştirilmiş ve Trablusgarp’ın düşüşü engellenmiştir.
Öte yandan, 4 Nisan tarihinde, Türkiye’nin 2020 yılında Hafter’in kontrol altında tuttuğu Libya Ulusal Ordusu için, önemli bir gelişme yaşanmıştır. Halife Hafter’in oğlu Saddam Halife Hafter, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nu ziyaret etmiş ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından kabul edilmiştir. Bu ziyaret, Libya’daki kardeş kavgasının başlangıcının yıl dönümü olan 4 Nisan 2018 tarihinde gerçekleştirilmiş olması bakımından simgesel bir öneme sahiptir. Ziyaret, Libya’da kardeş kavgasının sonlandırılması ve birleşik bir Libya oluşturulması çabalarının önemli bir stratejik adım olarak değerlendirilmiştir.
Emekli Tümgeneral Doçent Güray Alpar, bu gelişmeler hakkında Milliyet’e önemli değerlendirmelerde bulunmuştur. Alpar, Türkiye’nin güvenliğinin Libya’da sağlanmasının büyük önem taşıdığına vurgu yaparak, “Kızıldeniz, Suriye, Kafkaslar ve Balkanlar, Türkiye’nin savunma hatlarını oluşturmaktadır. Eğer bu alanlar düşman unsurlara geçerse, ülkemizin güvenliği büyük tehlike altına girmiş olur. O dönemde Hafter, dış destekle Libya’nın Trablus yönetimine girmeye hazırlanıyordu. Türkiye, meşru Trablus hükümetine önemli destekler sağlamış ve böylelikle Libya’da istikrarı tesis etmiştir. Sonuç olarak, iki yönetim bir araya gelme noktasına gelmiştir. Türkiye, Libya’nın toprak bütünlüğünü savunmakta ve her zaman olduğu gibi her iki yönetimle, yani hem Trablus hükümetiyle hem de Bingazi’deki yönetimle görüş alışverişinde bulunarak arabuluculuk rolü oynamaktadır. Böyle bir görüşmenin gerçekleştirilmesi, Türkiye’nin bu konudaki aktif rolunu göstermektedir. Türkiye’nin ve dolayısıyla Avrupa’nın güvenliği, Türkiye’nin Libya’daki etkisiyle doğrudan ilişkilidir.” şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Özetle, Türkiye’nin Libya’da geçen beş yıl, bölgede önemli bir askeri ve siyasi etki yarattı. Türk askeri, Libya’nın isyan sürecinde meşru hükümete sunduğu destekle, Hafter’in kuvvetlerinin ilerleyişini dur