“`html
Garanti BBVA GARAN.IS CEO’su Mahmut Akten, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Akten, enflasyondaki gidişatın ve kredi büyüme sınırlamalarının devamının, önümüzdeki dönemin ekonomik büyüme dinamikleri üzerinde etkili olacağını vurguladı. Özellikle, reel kredi büyümesinin 2026 yılından itibaren daha gerçekçi bir çerçevede değerlendirileceğini ifade etti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise, sekiz aydır yüzde 50 seviyesinde sabit tuttuğu politika faizini geçtiğimiz hafta yüzde 47.5’e indirdi. Bu indirim, 2000’li yılların başından bu yana uygulanan modern para politikası ve açık enflasyon rejimine geçişin en büyük faiz indirim döngüsü olarak değerlendirilmektedir. Ekonomistler, bu indirimlerin 2024 yılı boyunca devam etmesini ve 2025 yılı sonunda toplamda 2150 baz puana ulaşmasını bekliyor.
Yüksek enflasyonla mücadele amacıyla uygulanan ortodoks ekonomi politikalarının sonucunda, artan faiz oranları, kredi sınırlamaları ve makroihtiyati önlemler, bankacılık sektörünün marjlarını olumsuz etkilemiştir. Bu süreçte bankaların kredi büyümesi ve kârlılığında da önemli düşüşler gözlemlenmiş olup, bankacılık sektörünün Ocak-Eylül döneminde elde ettiği net kâr, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre sadece yüzde 5 artışla 460.41 milyar TL’ye yükselmiştir. Garanti Bankası’nın net kârı ise, aynı dönemde geçen yıla göre yüzde 16 artış göstererek 67 milyar TL olmuştur. Ancak bu artış, yüzde 49 olan Eylül enflasyonunun oldukça altında kalmıştır.
2025 BANKACILIK SEKTÖRÜ İÇİN İYİ BİR YIL
Akten, Reuters’a bankacılık sektörünün 2024 yılındaki görünümünü ve ekonomi politikalarını değerlendirdiği açıklamalarında, 2024 yılının ekonomi politikalarındaki normalleşmenin etkilerinin hissedileceği bir geçiş yılı olduğunu belirtti. 2025 yılının ise, izlenen ekonomi politikasının sonuçlarının daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacağı bir yıl olacağını düşündüğünü ifade etti. Akten, “Dezenflasyon süreci ve buna paralel olarak faiz indirimlerinin seyri, bu açıdan belirleyici olacak” şeklinde konuştu. Özellikle yılın ikinci yarısında bankacılık sektörü için daha iyimser bir görünüm beklediklerini vurguladı.
Akten, ekonomi yönetiminin çizdiği yönde hareket ederek sürdürülebilir ekonomik büyümeye destek vermeye devam edeceklerini belirtti. Risk maliyetinin normalleşmeye devam etmesini beklediğini, bunun da sektörün odaklanacağı konulardan biri olacağını sözlerine ekledi.
ÖZKAYNAK KARLILIĞI ENFLASYONUN ALTINDA KALDI
Akten, bankacılık sektörünün kârlılık anlamında zorluklarla karşılaştığı bir yılı geride bıraktığına dikkat çekti. Makroihtiyati tedbirlerin sektör üzerindeki yükleri artırdığını ve fonlama maliyetlerindeki yükselişin, bankaların marjlarını baskı altında tuttuğunu vurguladı. Ayrıca, özkaynak kârlılığının da enflasyon seviyesinin altında kaldığını belirtti.
TL kredi büyümesinin bu yıl enflasyonun oldukça gerisinde kaldığını aktaran Akten, reel anlamda kredi büyümesinin daraldığını kaydetti. Yabancı para (YP) kredi büyümesi ise, kur volatilitesinin azalması ve artan talep ile birlikte TL kredi büyümesi seviyesine ulaştı. Ayrıca, Katılım Hesabı Mevduatı (KKM) hacminin hızla daraldığını ve toplam mevduat içindeki payının yüzde 6’ya kadar gerilediğini ifade etti.
Bunun