Eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, sosyal medya platformlarında kullandığı ifadeler nedeniyle ‘yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla yargı sürecine tabi tutulmuştu. Bu gelişmeler sonrası, Mahruki hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Mahruki, 20 Kasım Çarşamba günü adliyeye gelerek savcılıkta ifadesini verdi. İfadesinin ardından nöbetçi hakimlik tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Mahruki’nin tutuklanmasının ardından, avukatları 24 Kasım 2023 tarihinde tutukluluğa itiraz dilekçesi sunmak üzere İstanbul’un Çağlayan ilçesindeki İstanbul Adalet Sarayı’na geldi. Avukatların hazırladığı dilekçe, İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’ne sunuldu. Dilekçede, müvekkilin seçim güvenliği ve elektronik oylama ile ilgili endişelerini paylaştığı iki sosyal medya paylaşımının sebebiyle tutuklandığı vurgulandı.
İtiraz dilekçesinde, “Müvekkil, seçim güvenliğine dikkat çekmek ve bu konudaki kaygılarını takipçileriyle paylaşmak amacıyla bulunmuş olduğu durumla karşı karşıya kalmıştır” ifadesi dikkat çekti. Ayrıca, Mahruki’nin tutuklanmasının ifade özgürlüğü kapsamında da değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, adalet sisteminin Müvekkil’in ifade özgürlüğünü göz önünde bulundurması gerektiği vurgulandı. İfadeye göre, Mahruki, soruşturma hakkında bilgi sahibi olduktan sonra avukatıyla birlikte adliyeye giderek savcılıkta ifadesini vermiştir.
Bu durum, Mahruki’nin durumuna ilişkin avukatlar tarafından yapılan itirazın, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve siyasi iletişim konularındaki tartışmaları yeniden alevlendirdiği yorumlarına neden oldu. Zira, seçim güvenliği gibi sosyal konular hakkında yapılan paylaşımlar, sıklıkla eleştirel bir yaklaşıma neden olmakta ve bu durum, yasal süreçlerde de etkili olmaktadır. Avukatları, Mahruki’nin serbest bırakılmasını talep ederek, adaletin ve hukuk sisteminin doğru bir değerlendirme yapmasını beklediklerini vurguladılar.
Öte yandan, Nasuh Mahruki’nin durumu, Türkiye’deki sosyal medya kullanımının ve ifade özgürlüğünün sınırlarını tartışma konusu haline getirmekte. Sosyal medya üzerinden ifade özgürlüğünün ihlali ve yanıltıcı bilgi yayma suçlamaları, pek çok birey için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Mahruki’nin tutuklanmasının ardından, Türkiye’deki diğer sosyal medya kullanıcıları da benzer endişeler taşımaya başladı. Bu gelişmeler, kamuoyunda Mahruki’nin durumu kadar, Türkiye’nin ifade özgürlüğü ve kişisel haklar konusundaki genel tutumunu da sorgulatmaktadır.
İstanbul’daki hukuk mahkemelerinde bekleyen dava ve itiraz süreçleri, önümüzdeki günlerde Nasuh Mahruki’nin tutukluluk durumu ile ilgili önemli gelişmelere yol açabilir. Tüm bunlar, Türkiye’de ifade özgürlüğü bağlamında büyük bir tartışma yaratırken, sosyal medya platformlarının rolü ve bireylerin hakları üzerine derin bir etkide bulunmaktadır.