Manisa Genç İş İnsanları Derneği (MAGİAD) tarafından düzenlenen “Manisa Depreme Hazır mı?” paneline konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Şükrü Görür, Manisa’nın fay hatları bakımından riskli bir bölge olduğunu belirtti. Kentin horst ve graben arazi özelliklerine sahip olduğunu vurgulayan Görür, graben olarak tanımlanan çöküntü alanı üzerine kurulan Manisa’nın aktif fay hatlarına sahip olduğunu ve bu fay hatlarının büyük ölçekli depremlere neden olabileceğini açıkladı.
Görür, depremlerin kaçınılmaz olduğunu ancak etkilerinin azaltılabileceğine dikkat çekerek, tarihten ders alınarak deprem riskinin ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Manisa’nın sakinlerine seslenen Görür, kentin dirençli bir yapıya kavuşturulması gerektiğini ve bu sayede büyük bir depremle karşılaşıldığında minimal etkilenilebileceğini ifade etti.
“Manisa Depreme Hazır mı?” panelinde konuşan Görür, depremin yaşamın bir parçası olduğunu ve dünyanın depremler sayesinde yaşayan bir gezegen olduğunu belirtti. Ancak gerekli önlemlerin alınması ve dirençli bir Manisa için bölgenin topografyasının, jeolojisinin ve zemin yapısının iyi bilinmesi gerektiğini vurguladı. Depremlerin önlenebilmesinin mümkün olmadığını ancak etkilerinin en aza indirgenebileceğini söyleyen Görür, bu nedenle Manisa’nın ve diğer şehirlerin dirençli kentler haline getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Manisa Kültür Merkezi Lale Salonu’nda gerçekleştirilen panelde Manisa’nın tarihten gelen deprem riski konusunda bilgi veren Görür, Manisa’nın yaşayan insanları ve mülk sahiplerinin bu konuya önem vermeleri gerektiğini vurguladı. Siyasetten uzak durulması ve kentin dirençli hale getirilmesi gerektiğini belirten Görür, Manisa’nın depreme hazır hale getirilebileceğine inandığını söyledi.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Şükrü Görür’ün Manisa’daki deprem riski hakkında verdiği bilgiler ve kentin dirençli hale getirilmesi gerekliliği üzerine yapılan “Manisa Depreme Hazır mı?” panelinden çıkan önemli mesajlar, deprem riskinin ciddiye alınması gerektiğini ve gerekli tedbirlerin alınarak dirençli kentler oluşturulması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu tür etkinliklerin düzenlenmesi ve halkın bilinçlendirilmesi, deprem riskiyle baş etmede önemli bir adımdır.